Pages

24 Aralık 2012

Şekilsiz - kopuk - kopar at kurabiye


Aman ne kadar kolaymış. Kurabiye hamurunu yoğurduktan sonra koparıp koparıp tepsiye diziyorsun. Elinde yuvarlamadan. Tepsiye dizmem valla 2 dakikayı geçmemiştir. Ne varsa eskilerde var canım. Her işin kolayını, yolunu yordamını biliyorlar.

Malzeme:
  • 1 su bardağı toz şeker ( rondodan geçirip inceltiyorum.)
  • 125 gr. paket oda ısısında margarin ( yarım paket yani)
  • yarım su bardağı sıvı yağ
  • 1 paket kabartma tozu
  • 2 yumurta
  • Alabildiği kadar un (4 bardak kesin vardır)
  • 1 su bardağı bardağı kuru üzüm
Yapılışı:

1.Un hariç tüm malzemeyi bir kaba koyun. Elenmiş unu içine yavaş yavaş katın. Elinize yapışmayacak bir hamur elde edeceksiniz. Elinize yapışmadığı anda olmuş demektir.

2.Yoğurduğunuz hamurdan ceviz büyüklüğünde koparıp koparıp, yağlı kağıt serilmiş tepsiye diziyorsunuz.  Üstlerine yumurta akıymıiş, sarısıymış sürmüyorsunuz. 170 derecede hafif üstleri kızarıncaya kadar pişiriyorsunuz.

19 Aralık 2012

Peynirli İrmik Helvası








Var ya muhteşem oldu. Bizim evde irmik helvası hemen yapılıveren bir şeydir. Oğlum bayılır zaten. Bu da çok lezzetli oldu. Evde tuzsuz ve uzayan türden peyniriniz varsa mutlaka deneyin. Ben tuzsuz Erzurum çeçil peyniri ile yaptım. Dil peyniri ile de nefis olur.


Malzemeler:
  • 1 su bardağı şeker
  • 2 su bardağı irmik
  • 3 su bardağı süt  ( isterseniz süt ve su karışımı)
  • 200 gr tuzsuz uzayan peynir ( dil, antep, erzurum)
  • 2 yemek kaşığı tereyağ
  • Üstüne fındık, ceviz ve mutlaka tarçın
Yapılışı:
  1. Tereyağını eritin. İrmiği atın kavurun. Rengi dönsün hafif karamelize bir renk alsın. İçine şekeri de atın karıştırın şekeri de eritin. Karamelize olmayı da hızlandırır.
  2. Sütünü de ekleyin. Uzaktan dökün çünkü acayip buhar çıkartır. 1-2 dakika sonra peynirini de didip içine atın. Karıştırın. Süt seviyesi irmikten görünmez hale gelince altını kapatın kendi kendine sütünü çeksin.
  3. Üzerine tarçın, ceviz ve fındık serperek servis yapın.

17 Aralık 2012

2013 Yılbaşı menüsü



Merhabalar 2013 yılbaşı menümüzü aşağıdaki gibi belirledik. Umarım sizlere de fikir olur :

Mezeler zeytinyağlılar

Kremalı mantar çorbalı patlıcan mezesi
Peynirli kırmızı biber dolması
Kereviz salatası
rus salatası
Mercimek köftesi
Zeytinyağlı lahana sarma
Çakırdaklı taze fasulye
patates mantısı ( bu tarif süper en kısa sürede paylaşacağım)

Ana yemek

Yılbaşı hindisi
İç pilav (ciğersiz)

Ara sıcaklar

Ispanaklı börek
Kremalı kaşarlı brokoli ve brüksel lahanası

Tatlılar

Bal kabaklı pasta
Ayva tatlısı

Gecenin son yemeği

İşkembe çorbası







11 Aralık 2012

Fırında sebzeli kuzu eti - Akşama ne pişirelim 18


Buzlukta kuzu boyun etlerim vardı. Bu sefer nasıl bir şeyler yapayım derken Muhterem'le Afiyet'le de bu tarife rastladım. Hemen de yaptım. Pek de nefis oldu. Yanına da bulgur pilavı yaptım . Akşam menümüz oldu işte

Malzemeler :
  • 6 adet kuzu boynu (isterseniz budu)
  • zeytinyağı, kekik ve 6-8 diş sarımsak
  • 12 adet falan arapacık yada küçük soğan 
  • 2 kırmızı kapya biber, 4-5 adet yeşil biber
  • 12-14 adet mantar
  • 2 adet orta boy patates
  • 2 yemek kaşığı domates ve biber salçası karışık (siz ne isterseniz koyabilirsiniz)
Yapılışı:
  1. Valla ben etinden sütünden yararlanabilmek için öncelikle boyunları haşladım. Çok dağalana kadar tutmadım çünkü daha fırına verilecekti.
  2. Sonra etleri borcama aldım. Etlerin içine sarımsakları soktum. Zeytinyağı sürdüm ve tuz, kekik serptim.
  3. Üstüne mantarları ve arpacık tarzı soğanları bütün bütün patatesleri de onların civarında küp küp doğrayarak koydum. Biberleri de halka halka ekledim.
  4. Üstüne salçalı et suyu yaptım ve döktüm. Alimünyum folyoyu malzemelere dokundurmadan kapattım. 180 derecede yaklaşık 1 saat pişirdim. Sonuç nefis.

10 Aralık 2012

Pırasa Kızartması


Pırasa yemeği yemeyenler için alternatif. Gerçi ben zeytinyağlı yemeğine bayılırım. Gerçekten çok güzel oldu. Kalori hesabı yapmadan denemenizi tavsiye ederim.


Malzemeler:
  • Pırasaların beyaz kısımları
  • yumurta, un, tuz kızartmak için sıvıyağ
  • üstüne sarımsaklı yoğurt
Yapılışı:

  1. Pırasaları parmak boyunda kesin. Yaklaşık 10-15 dakika yumuşayana kadar ( iyice de yumuşayıp dağılmasın) haşlayın. Sonra süzgeçe alın suyunu süzdürün.
  2. Haşlanan pırsaları önce yumurtaya sonra una bulayarak kızgın yağda kızartın. Sarımsaklı yoğurtla servis yapın.

5 Aralık 2012

Sufle



Üç şehir, üç mutfak, üç insan ve yaratmaya çalıştıkları tek lezzet üzerine kurgulanmış bir kitap. Hayatı anlatmış ama daha çok hayatın acı tarafından bakmış. Halbuki Sufle tatlıdır bence


Lillia, Ferda ve Marc da farklı şehirlerde suflelerini yapmayı deniyorlar. Suflelerini yirmidört buçuğuncu dakikaya kadar pişiriyorlar ve çöküşe dayanma sürelerini ölçüyorlar.

Aynı zamanda yemek bloggarı olunca bu kitabı okumak şart oldu tabii. Severek okudum ama kitabın kapağını kapattığımda içimde acı vardı

Lillia Newyork'ta iletişim kuramadağı eşiyle bir hayat sürmektedir. İstanbul'lu Ferdanın hayatı annesinin kalça kemiğinin kırılması ve sonrasında iyileşmek istememesi nedeniyle zor bir döneme girmiştir. Paris'li Marc ise eşini aniden kaybetmiştir ve hayat eşinden ibarettir. Sanki onunda hayatı sona ermiştir. Hepsinin acılarını unuttukları yer mutfakları olacaktır ve Sufle yapmayı istedikleri tek şey haline gelecektir.

Herkese lezzetli okumalar :)

Arka Kapak

'Dünyanın merkezi bilim adamlarının dediği gibi dev bir demir küre değil, her evin mutfağı.'

'Lilia, suflesinin ortası her çöktüğünde kendi yaşamını görüyordu sanki. Kendi yaşamında da ne kadar çabalarsa çabalasın bir anda ruhunun ortası çöküveriyor, hayat etrafına yıkılıveriyordu. İniş çıkışları efsanevi sufleden farklı değildi. Ne zaman fazladan sevinecek olsa bir anda bir mutsuzluk gelip kapısını çalıveriyordu.'

Karısı Clara'nın yasından arınmak için yemek yapmayı öğrenen Marc...

Yatalak olmak için elinden geleni ardına koymayan annesinden tek kaçışı mutfakta bulan Ferda...

Ve evinde kalan pansiyonerlere yemek yaparak geçmişin hayal kırıklıklarından kurtulmaya çalışan Lilia...

4 Aralık 2012

Mamografiden Korkutanların Vebali Boynuna

 
 
Mart ayında 43 yaşında olacağım. Kadın doğum doktorumun önerisine rağmen ( her sene smear mutlaka yaptırırım) bu yaşa kadar mamogrofi yaptırmaktan hep çekindim. Yok çok acıtıyormuş, yok mamogrofi çektirirsen meme kanserine yakalanma riskin artıyormuş diye.

En sonunda mamografi yaptırmak zorunda kaldım. Tabii önce doktorumun beni ikna etmesi gerekti. Doktorum sağolsun bir güzel anlattı. Meme kanseri görülme sıklığı  Türkiye'de şu anda %12 imiş. Buna rağmen meme kanserinden ölüm toplumun bilinçlenmesi ve bu konunun çok üstünde durulması nedeniyle %30' a kadar azalmış. Mamografide aldığın ışın uçakta 45 dakika boyunca uçmayla eş değermiş. Mamografiden aldığın ışın ile kanser olma riskin yıldırım çarpmasıyla ölme riskin kadarmış. Yani milyonda bir. Ama mamografi ile erken teşhis sayesinde meme kanserinden kurtulma şansın ise %90 ile %99 arasında imiş.

Neyse ikna oldum mamografinin yolunu tuttum. Sıramı beklerken sürekli "Allahım umarım anlattıkları kadar acımaz" diye dua ediyorum. Sıram geldi ve mamografimi çektirdim. Çıktığımda bu muymuş dedim ya. Değermiymiş insanları acıyor diye korkutmaya.  Ve arkadaşlar inanın kesinlikle anlattıkları gibi değilmiş. Boşu boşuna korkmuşum bunca zaman.

Sonuç

Biz kadınları mamografi çektirmekten korkutan herkese vebali boynunuza diyorum. Kendimden utanıyorum. Biz okumuş kadınlar böyle yaparsak diğerleri ne yapsın. Her sene mamografimi ve 6 ayda birde ultrasonumu çektirmeyi ihmal etmeyeceğime kendi kendime söz veriyorum. Bu yazıyı da yazmayı topluma borç bildiğim için yazıyorum.

2 Aralık 2012

Tandır Çorbası



Etli çorbaları çok seviyorum. Bu da onlardan bir tanesi. Düğün çorbasının bir benzeri. Deneyin seveceksiniz.

Bunlarda diğer etli çorbalar. Belki bakmak istersiniz.

http://durutarifler.blogspot.com/2008/04/dn-orbas.html
http://durutarifler.blogspot.com/2009/08/tavuk-suyuna-corba.html
http://durutarifler.blogspot.com/2011/05/sahte-iskembe-corbas-yada-sarmsakl.html

Bir de her yılbaşın lazım işkembe çorbası.
http://durutarifler.blogspot.com/2010/12/iskembe-corbas.html

Malzemeler :

  1. 250 kadar kuzu veya dana eti ( ben kuzu kullandım)
  2. 2 çorba kaşığı dolusu un
  3. 2 çorba kaşığı tereyağı
  4. et suyu
  5. tuz, tane karabiber
Yapılışı:
  1. Çorba için ilk olarak eti düdüklüde haşlayın.. Haşladığınız eti didikleyerek parçalayın. 
  2. Didiklediğiniz etleri altına yağlı kağıt serdiğiniz bir fırın tepsisine alaak 180 derecede 10-15 dakika kadar pişirin. 
  3. Çornayı yapacağınız tencerede tereyağı eritin. İçine un ilave edilerek rengi hafif dönene kadar kavurun. Üzerine et suyunu yavaş yavaş eklenerek kaynatılır. (Ben içine el blandırı sokuyorum. Pürüzsüz oluyor. ) Fırında azıcık pişirilen etler, tuz, karabiberde ilave edilerek pişirilir. Üstüne kırmızı toz biberle yağ yakarak servis edebilirsiniz.

28 Kasım 2012

Sebzeli Noodle ( Çin eriştesi)


Noodle'ı ilk defa denedim. Güzel oldu gerçekten. İçinde bol bol sebze olması da besin değerini arttırıyor. Ancak tereyağlı cevizli erişteye hiç bir şeyi değişmem. Noodle kalanını da cevizli tereyağlı mı yapsam acaba :))
Bu yorumdan sonra sakın yapmamazlık etmeyin mutlaka deneyin, seveceksiniz. Bizim ki birazda milliyetçilik işte :)

Malzemeler:
  • 1 paket noodle
  • 1 adet orta boy soğan
  • 2 diş sarımsak
  • 2 adet orta boy domates
  • 2 adet kırmızı kapya biberi
  • 2 adet yeşil biber
  • 2 adet kabak
  • 2 yemek kaşığı soya sosu ( tuz koymayın sakın)
  • 2 yemek kaşığı zeytinyağı
Yapılışı:

  1. Noodle'ları derince bir kaba alarak üzerini geçecek şekilde kaynar su konularak üstü strech film ile kapatılır. Suda kendi kendine kabarması beklenir. Tadına bakıp çok diri kaldığını düşünürseniz çok az kaynatabilirsiniz. ( Noodle kaynatmayıp kaynar su içinde bekletilerek pişirilirmiş işte )
  2. Bu arada tavanızın içine zeytinyağı, yahnilik doğranmış soğanlar, yeşil biber  ve ince dilimlenmiş sarımsak alınarak kavrulur. Soğanlar ve biberler renk değiştirince kabak, kırmızı kapya biber ve küp küp doğranmı domateslerde ilave edilir. Domates suyunu verip çekince soya sosu da ileve edilerek 1-2 dakika daha sotelenir ve ocaktan alınır.
  3. Noodleların suyu süzülerek sebzeleri ile birlikte karıştırılır ve sıcak olarak servis edilir.

26 Kasım 2012

Tahinli Cevizli Kurabiye


Kış ayları için nefis bir tarif. Mutlaka denemelisiniz.

Malzemeler:
  • 1 su bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı tahin
  • 1 su bardağı dövülmüş ceviz
  • Ayrıca 1 çay bardağı dövülmüş ceviz
  • 250 gr oda sıcaklığında yumuşatılmış margarin veya tereyağ (yada her ikisi birden)
  • 1 yumurta (sarısı ve beyazı ayrı olarak kullanılacak)
  • 1 paket şekerli vanilin
  • 4-4,5 su bardağı un
Yapılışı:

1 çay bardağı ceviz ve yumurtanın akı haricindeki tüm malzemeyi karıştırın. Elinize yapışmayacak bir hamur elde edin. Ceviz büyüklüğünde toplar yapıp yassılaştırın, önce yumurta akına sonra dövülmüş cevize batırın. 180 derece ısıtılmış fırında yaklaşık 20-25 dakika pişirin. Sonrada ister dayanamayıp ılık, isterseniz soğuk yiyin.

14 Kasım 2012

Laz Böreği



Karadeniz gezisinde Akçaabatta meşhur köfteci Cemil Usta'da yemiştim ilk defa. Oyyy oyyy oyyy bayıla bayıla yemiştik. Sonra benim için son derece zor olan ( yufkaları ince açma kısmı) bu tatlıyı çok sevdiğim için bir kaç kere daha yaptım. Eğer baklava yufkasını güzel güzel açabiliyorsanız bu tatlıyı mutlaka denemenizi tavsiye ederim.


 Malzemeler :

Yufkası için :
  • 1 yumurta
  • 1 aida çay bardağı sıvıyağ
  • 1 su bardağı süt
  • 1 çay kaşığı kabartma tozu
  • Alabildiğine un
  • 1 fiske tuz
Muhallebisi için : (Benim muhallebim biraz koyu oluyor)
  • 6 su bardağı süt ( 1.5 litre süt yani)
  • 2 yumurta sarısı
  • 3 çorba kaşığı nişasta
  • 2 çorba kaşığı pirinç unu
  • 1 çorba kaşığı un
  • 1.5 su bardağı toz şeker 
Üzerine 200 gr tereyağ

Şerbeti için :
  • 2 su bardağı şeker
  • 2 su bardağı su

Yapılışı:

  1. Önce muhallebisini hazırlayın. Çelik tencereye 5 su bardağı sütü dökün. Üzerine toz şekeri ilave edip kaynatın. Diğer tarafta 2 yumurta sarısını bir kaseye alın. Üzerine un, nişasta, pirinç ununu alıp karıştırın. Üzerine bir fiske tuzu  ve ayırdığınız 1 bardak sütü ekleyip iyice çırpın. Kaynayan süte yavaş yavş ekleyerek çırparak pişirin. Kenarda dursun arada bir çırpın ki üstü kabuk bağlamasın.
  2. Bu arada şerbetini de yapın soğusun.
  3. Yufkasını hazırlamak için kabın içine yumurtayı kırın. Üzerine sütü ve sıvıyağı ekleyerek karıştırın. Alabildiği kadar un ile tuzunu ( aslında karabiberde oluyor ama ben koymadım) ve kabartma tozunu ekleyerek hamuru yoğurun. Hamur elinize yapışmayacak ve kulak memesi kıvamına gelecek bir hamur elde edin. Hamuru 30 bezeye ayırın. Bezeleri çay tabağı büyüklüğünde açarak aralarına nişasta serpip 15 er tane üst üste koyun. Yuvarlak fırın tepsinizin büyüklüğünde açın. ( Ben burada orta boy bir tepsi seçiyorum ki zaten çok büyük açamıyorum :)))
  4. Açtığınız hamurlardan ilkini ( 15 tane üst üste koyduğunuz ) yağlanmış tepsiye alın. Üzerine ılınmış ara ara çırptığınız muhallebiyi alın. İkinci hamuru da muhallebinin üstüne kapatın.  Kare kare dilimledikten sonra üzerine eritilmiş tereyağını  gezdirin. 180 derecede kızarana kadar pişirin.
  5. Tatlının o ilk sıcaklığı geçince üzerine ılınmış şerbetini dökün. Valla sonrada keyfini çıkara çıkara yiyin.

9 Kasım 2012

Kabak Pane


Patlıcan balığındaki pane sosunu çok sevince kabak içinde denedim. Yine çok güzel oldu. Tabii yine sarımsaklı yoğurtlu.

Deneyin pişman olmayacaksınız.

Malzemeler :


  • 4 adet kabak
  • Pane için; 1 su bardağı süt , 1 su bardağı un,1 adet yumurta, 1 çay kaşığı karbonat, tuz,

Yapılışı:

  1. Kabakları soyun, ince uzun dilimler halinde kesin. Kalın keserseniz pişmeme ihtimali var.
  2. Tüm pane malzemelerini karıştırarak pane sosu hazırlayın.
  3. Sosun kıvamı boza kıvamında olacak, gerekirse biraz daha süt veya biraz daha un ekleyebilirsiniz.
  4. Kabakları bu karışıma bulayarak, kızartın. Havlu kağıdın üstüne çıkartın. Sarımsaklı yoğurtla ikram edin.

7 Kasım 2012

Patlıcan Balığı - Lalengi



Tarif Muhterem'le Afiyetle'nin tarifi. Görünce mutlaka yapmalıyım dediğim bir tarifti. Zaten bayıla bayıla da yedik. Kim patlıcan kızartmasını sevmez ki :)

Panesi krep hamuru gibi

Malzemeler :
  • 4 adet patlıcan
  • Pane için; 1 su bardağı süt , 1 su bardağı un,1 adet yumurta, 1 çay kaşığı karbonat, tuz,
Yapılışı:
  1. Patlıcanları alacalı soyun, tuzlu suda 15-20 dakika bekletin. Suyun içinden sıkarak çıkarın.
  2. İnce dilimler halinde kesin. Kalın keserseniz pişmeme ihtimali var.
  3. Tüm pane malzemelerini karıştırarak pane sosu hazırlayın.
  4. Sosun kıvamı boza kıvamında olacak, gerekirse biraz daha süt veya biraz daha un ekleyebilirsiniz.
  5. Patlıcanları bu karışıma bulayarak, kızartın. Havlu kağıdın üstüne çıkartın. Ben üstüne sarımsaklı yoğurt yaptım. Muhterem domatesli sos yapmış. Afiyet olsun

31 Ekim 2012

Coco Star kurabiye



İki ayrı zamanda yapılmış coco star kurabiyeler karşınızda... Komşular ve hane halkı beğendiği için 2 kere arka arkaya yaptım. Benim gibi hindistan cevizini sevenlerin denemesini tavsiye ederim.

İkinci denememde kakao yerine Dr. Oetker'in yeni çıkan hindistan cevizli kakaolu pudingi toz halinde kullandım. Oda çok güzel oldu. Tabii ununu ve pudra şekerini tadarak koydum. Yoksa acayip şekerli olur.


Malzemeler:


  • 2 yumurta (birinin akı iç malzemesi için ayrılacak)
  • 250 gram margarin veya tereyağ ( ben ikisinide kullandım)
  • 2 kahve fincanı pudra şekeri
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilya
  • 1 paket tek kullanımlık kako
  • Aldığı kadar un
  • İçi için : 2 çay bardağı hindistan cevizi, 1 çay bardağı pudra şekeri, 1 yumurtanın akı (hamur malzemesinden artan yumurta)
Yapılışı:

1) Un ve kabartma tozu dışında tüm hamur malzemelerini bir kabın içinde karıştırın.Ununu azar azar ekleyerek, bu arada kabartma tozunu atarak elinize yapışmayan bir hamur elde edin.

2) Bir tabakta hindistancevizi, yumurta akı ve şekeri karıştırın, iç malzemenizi hazırlayın

3) Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar kopartarak yuvarlayın ve mümkün olduğunca ince olmasını sağlayarak avuç içiniz kadar açın. İç malzemeden koyarak hamuru kapatıp elinizle yuvarlayın. Kapalı yeri alta gelecek biçimde yağlı kağıt serili tepsiye dizin ve 170 ‘C de yaklaşık 20 -25 dakika pişirin.


22 Ekim 2012

Hem Kurban Bayramanız Hem De Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun


Herkese sağlıklı ve mutlu bayramlar diliyorum. Umuyorum herşey gönlünüzce olur.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramını da unutmayın lütfen. Her sene olduğu gibi, biz hep beraber Bursa'da Fatih Sultan Mehmet Bulvarında yürüyor olacağız. Hepinizi beklerim. Herkese kucak dolusu sevgiler.

16 Ekim 2012

Patlıcan Musakka

Baktım benim blogda patlıcan musakka tarifi yok. Zaten pek sık yaparım. Bari bir foto çekeyim de koyayım dedim :)

Malzemeler:
  • yarım kilo kıyma
  • 10 adet falan sivri biber
  • 1 büyük soğan yada 2 adet orta boy soğan
  • 2 orta boy domates
  • 1 kilo patlıcan ben tophane kullanmayı tercih ediyorum.
  • tuz, kırmızı pul biber, karabeiber, biberiye vs..
  • Fırına verirken 2 yemek kaşığından salçalı su
  • Patlıcanları kızartmak için yağ
Yapılışı:

1. Patlıcanları halka halka doğrayıp tuzlu suda yaklaşık 20 dakika bekletin. Acı suyunu salsın. Daha sonra kurulayıp hepsini kızartın. Kare borcama havlu kağıt serip fazla yağını aldırın. Her kata yeni bir havlu kağıt serin . Hepsi tek bir havlu kağıda yığılmasın.

2. Kıymayı az bir sıvıyağ ile kavurun. rengi değiştikten sonrada bir beş dakika daha kavrulsun. Yemeklik doğradığınız soğanı ve biberi katın. Onlarda pişince küp küp doğradığınız domatesi de pişirin. Baharatlarını ve tuzunu koyun. İsterseniz maydanoz da koyabilirsiniz. Hatta bir kısmını ayırıp ertesi gün sabah kahvaltıda üstüne yumurta kırabilirsiniz.

4.Kızarttığınız patlıcanlardan havlu kağıtları ayırın. Kaıymalı harcını üstüne dökün. Salçayı da bir kasede sulandırıp üstüne dökün. Fırına verin. 180 derecede yaklaşık 30 dakika pişsin. Afiyet olsun.

8 Ekim 2012

Kırmızı biber ve domates salçası ( Karışık Salça)



Burhaniye Ören'den kayınvalidemi alıp gelirken 12 kilo kırmızı biber, 17 kilo domates alıp da geldim. Allah Allah bu niye 12, 17 kilo demeyin.  10 kilo biber , 15 kilo domates alacaktım. Ama doldurduklarımı çıkarttırmadım torbadan . Bu nedenle kilolalar bir garip :)

Burhaniye'nin sebzesi meyvesi hakikaten Bursa'nın sebze ve meyvesinden çok daha lezzetli oluyor. Ben bayılıyorum. Taaa oralardan getirip ertesi akşam, yani pazartesi akşamı işten çıkışta yorgun argın yaptım bu salçaları . Aslında salçada dememek lazım. Çok aşırı yoğun kıvamlı değil bunlar. Çünkü ben kahvaltıda yemeği çok seviyorum. Siz isterseniz daha koyu pişirebilirsiniz.

Üstündeki etiketlere (Ata'nın beğenmediği etiketler) tarih ve içindeki malzemeyi yazıyorum.

Çenem düştü. Ne zamandır böyle yazmamışım. Gelelim sadede:)

4 büyük tencere çalıştım. 2 tencerede biberleri ve domatesleri kabukları soyulabilsin diye kaynattım. Kabukları soyulabilir hale gelince tencereden aldım. Biberleri suyun altında soydum. İçlerindeki çekirdekleri de atıp rondodan geçirdim. (İsterseniz tencereye atınca içine el blendırıda daldırabilrisiniz. ) Kaynatmak üzere diğer iki tencereye attım.  Domatesleri suyun altında soymaya gerek yok. Zaten kaynayan domatesin kabuğunun bir tarafından tutar tutmaz kabuğundan ayrılıveriyor.  Domatesleri de rondodan geçirdim. Sonra her iki tencereyi de kaynattım. Bana göre yeter miktarda kaynayınca ( 1.5 - 2 saat kaynadı.) yani suyu buharlaşıp daha yoğun bir kıvama gelince -nasıl diyeyim salça değilde boza kıvamı gibi- içine 2 yemek kaşığı dolusu tuz attım.  Ben çok tuz atmıyorum. Bir taşım daha kaynatıp kapatıyorum. Kapattıktan sonra salçanız bozulmasın diye isterseniz 1 adet aspirinde atabilirsiniz.  Sıcak sıcak kavanozlara doldurup, ters çevirip kapatın.

Diğer kışlıklar :

Lutenitsa- Kışlık sos tarifi
http://durutarifler.blogspot.com.tr/2015/09/lutenitsa-kahvaltlk-sos-tarifi.html

Kış için domates suyu
http://durutarifler.blogspot.com.tr/2010/10/ks-icin-domates-suyu.html

Kırmızı biber turşusu
http://durutarifler.blogspot.com.tr/2009/11/krmz-biber-tursusu.html

1 Ekim 2012

Kornişon Salatalık Turşusu


Turşu tarifini vermeden önce "bence" turşu yapmanın püf noktalarından bahsetmek istiyorum :

  • 1 veya 1.5 kiloluk cam şişelere yapmak en doğru çözüm. Tükettikçe yenisini açarsak taze taze yemiş oluruz.
  • Kereviz sapı, taze nane, maydanoz, dereotu, asma yaprağı gibi yeşillikleri turşuya koyarsanız turşunuz daha lezzetli olur.
  • Turşunun  çabuk olması sizin için elzem değilse içine nohut koymayın. Nohut mayalandırma hızını artırır ancak sonrasında sümüksü bir sıvı oluşturur.
  • Mutlaka sarımsak koyun.
  • İçine gerçek limon koyun, limon tuzu kullanmayın.
  • Kaya tuzu yada rafine tuz kullanabilirsiniz. Ben kaya tuzunu tercih ederim.
  • Turşu suyunu tuz ve sirkeyi bir taşıp kaynattıp soğutarak hazırlayın ki homojen bir sıvı elde edin.
  • Turşunuzun suyu sebzeleri geçsin ama şişeninde sonuna kadar dayanmasın. Biraz boşluk kalsın.
  • Turşuyu açtıktan ve yemeğe başladıktan sonra turşunun içine elimizi daldırmamız ve kaşık, maşa  veya çatal yardımı ile turşuları çıkarmamız lazım. Elimizi daldırdığımızda turşunun üst kısımda beyaz beyaz köpükler oluşuyor.
  • Turşu olduktan sonra serin ve güneş almayan bir yerde tutun.
1 litre turşu suyunu 1 litre suya 2 yemek kaşığı dolusu tuz, yarım aida çay bardağı sirke, 1 limon ile hazırlayabilirsiniz. 1 litre için 4 adette sarımsak kullanmak gerekiyor. Toz şeker atanlarda var ancak ben kullanmıyorum. Eğer kullanacaksanız 1 litre için 1 yemek kaşığı toz şeker kullanabilirsiniz. Bu ayarı tadına bakarak arttırıp azaltabilirsiniz. Turşu suyunuzu kaynatıp soğuttuktan sonra kullanmayı unutmayın. Ben çok tuzlu değil ancak sirkeli seviyorum. 

24 Eylül 2012

Ahududu soslu kup


BenimO tarifinden hemen sonra vermem gereken bir tarifti. Kusura bakmayın araya azıcık zaman girmiş. Yaklaşık 20 gün kadar :)

Bu kupu BenimO'dan kalan kek parçaları ile yapmıştım.

Malzemeler :

  • Hazır kek parçaları yada büskivi
  • 1 litre süt 1 su bardağı şeker ve 1 su bardağı un ( muhallebi)
  • Hazır ahududu sosu
Yapılışı:

Kupun altına kek parçalarından koydum  yada siz bisküvileri kırıp kırıp koyabilirsiniz. Üstüne 1 litre süt, 1 su bardağı şeker ve 1 su bardağı undan hazırladığım muhallebi döktüm. (5 dakika mikserle çırptım ve sıcak sıcak döktüm. ) Muhallebi iyice ılınınca hazır ahududu sosunu arkasındaki tarife göre yaptım ve üstüne döktüm. Buzdolabında soğutup ikram ettim

7 Eylül 2012

BenimO- Çikolata kaplamalı hindistan cevizli kek


Yine çok kolay ama bir o kadar lezzetli bir tarifle karşınızdayım. Ben Eti BenimO'ya bayılırım. Evde de onun aynısını yapmaya karar verdim ve nefis oldu. Herkese tavsiye ederim.

Malzemeler:
  • 1 adet 2 katlı hazır kek
  • 2 adet çikolata
  • yarım paket krema
  • bir kase dolusu hindistan cevizi
  • Kreması içinde yarım bardak un, yarım bardak şeker ve yarım litre süt

Yapılışı:
1) Bir tencerede krema için un, süt ve şekeri pişiriyoruz. Pişince el blendırını daldırıp en az 3 dakika çırpıyoruz. Kekin arasına sürerken bir daha çırpın.
2) Hazır kekin 2 katınından bir su bardağı yardımıyla daireler çıkarın. (Kekin kalan kısmı ile de kup yapabilirsiniz.)Dairelerinizin ortası zaten kesik olmuş olacak. Ortasına krema sürün.
3)Mikrodalga da erittiğiniz krema ve çikolataya dairelerinizi komple daldırın. Yanmaz kağıt üzerine dizin. Azıcık krema akabilir önemli değil. Soğuyunca, ancak krema donmadan tabağın içindeki hindistan cevizine batırarak komple hindistan cevizine bulayın. Krema ve çikolata katılaşınca servis yapın.

24 Ağustos 2012

Kolay Haydari


Hem meze olarak rakının yanına, hem de film seyrederken cipsin yanına yaptığım kolay haydari. Çocuklar hiç değilse cipsle beraber yoğurt yemiş oluyorlar. :(
Hem çok kolay , hem de çok lezzetli.

3-4 kaşık yoğurdu tel süzgeçin üzerine kağıt havlu koyarak süzdürüyorsunuz yada direk süzme yoğurt kullanıyorsunuz. İçine bol nane ( 2 yemek kaşığı dolusu) ve kızmızı pul biber ( 1 yemek kaşığı dolusu) döküyorsunuz. Tuz da katıyorsunuz. Hepsi bu kadar.
Aslında verilen miktarların hepsini kendi ağız tadınıza göre ayarlarsanız çok daha iyi olur. Ama içinde pul biberler ve naneler gözükecek :)

22 Ağustos 2012

Karnıyarık börek


Aslında çok bilindik börektir ama benim arşivimde yokmuş. Ben de yapıp koyayım dedim. İçi peynirli, domatesli, biberli. Yaz günlerindeki favori böreklerimden ikincisi. Birincisi tabii ki patlıcanlı börek

Malzemeler:

  • 5 adet yufka
  • 1 su bardağı bardak süt
  • 3 çorba kaşığı dolusu yoğurt
  • 1 çay bardağı sıvı yağ
  • 1 adet yumurta
  • İçi için: Bir tabak dolusu peynir veya severseniz lor, 3 orta boy domates, 7-8 adet sivri biber

Yapılışı:

1.Domatesleri küp küp, biberleri ince ince doğrayın. Peynirle karıştırın.
2.Bir kapta sıvıyağı, yoğurdu , yumurtanın akını ( sarısını böreğin üstüne süreceğiz) ve sütü bir güzel karıştırın. (Sıvısı yani)
3.Yufkaları sigara böreği saracak gibi 8 parçaya kesin. Her bir yufkadan 8 adet üçgen yufkanız olacak yani. Üçgenin üstüne önce sıvısını sürün, sonra geniş kenarına malzemeyi koyun. Sigara böreği gibi sarın . Benimkiler biraz uzun uzun oldu. Siz daha kısa ve tombik yapabilirsiniz :)) Hepsini yağlı kağıt serilmiş tepsiye dizin.
4.Üstüne bıçakla kesik atın. Yumurta sarısını sürüp 170 derecelik fırında 30 dakika pişirin. Pişerken attığınız kesik açılacak , yarık haline gelecek ve karnıyarık görüntüsü alacaktır.

14 Ağustos 2012

Kabak Çiçeği Dolması


Ne zamandır vermek istediğim bir tariftir kendileri. Biz bu dolmayı ilk defa yemek için Bodrum'un Mazı köyüne kadar gitmiştik. 12-13 sene olmuştur herhaşde. Bu arada gittiğimize de değmişti. Mazı'da dolmada harikaydı :)

Bu dolmayı yaparken dikkat etmeniz gerekenler şunlar :

1) Kabak çiçeği'ni almak için sabah saatlerinde pazara gideceksiniz ve eve geldiğiniz gibi de yapacaksınız.
2) Dolmanın içini diğer dolmalara göre daha çok pişireceksiniz. Kabak çiçekleri hemen pişiyor çünkü.

Malzemeler:

◦1 demet kabak çiçeği
◦1 büyük soğan veya 2 orta boy soğan
◦1 kase pirinç
◦2 adet kesme şeker ve 1 tatlı kaşığı tuz
◦2 yemek kaşığı kuş üzümü , 1 yemek kaşığı çam fıstığı
◦1 yemek kaşığı yeni bahar, 2 yemek kaşığı nane
◦1/4 demet maydanoz ve 1 domatesin rendesi
◦1 çay bardağı zeytinyağı ve konan pirincin 1/2 kase su ve ayrıca bir kase su

Yapılışı:

1.Pirinçleri yıkayıp en az 20 dakika ılık suda bekletin.
2.İçi için soğanları yemeklik doğrayıp, zeytinyağında öldürün. İçine çam fıstıklarını da atıp kavurun. İçine pirinçleri de atın ve kavurun. 1 kase suyuda ve kuş üzümlerini de ekleyip pirinçleri suyunu çekene kadar pişirin. Altını kapattıktan sonra nane, doğranmış maydanoz ve yeni bahar ekleyip karıştırın.
3.Kabak çiçeklerinin saplarını ve ortasındaki sarı kısmı çay kaşığı yardımı ile çıkarın. İçlerine pirinci doldurun , çok doldurmayın. Çiçeklerin ağzını elinizle büzün tencereye yatay yatay dizin.
4.Üzerine zeytinyağını ve yarım kase suyunu koyup 10 dakika kadar pişirin.

31 Temmuz 2012

Kul için bol bol aş - Gulaş - Goulash




Gulaş, tas kebabını andırsa da aslında Macaristan’da bir çorba türü. Ve yediğimi Gulaş gerçekten çok lezzetliydi. Acılı ama harika.
Gulaş'ı et, kök sebze, kırmızı biber ve acı yeşil biberle hazırlanıyor. Hikayesi ise Türklere ve Macarlara göre farklı. Türkler’e göre Osmanlı seferdeyken büyük bir grup önden gider ve arkadan gelecek askere yiyebilecekleri sıcak yemek yaparmış. Tabii hangi topraktaysalar o bölgede buldukları malzemeden ve yanlarında getirmiş oldukları hayvandan yararlanarak. Macaristan’a geldiklerinde ise buradaki sebzeleri kullanmışlar.  Osmanlı’da asker padişahın kulu olduğundan bu yemeğe de kulun aşı (halk diliyle gulun aşı) denirmiş yani gulaş. Macarlar’a göre ise hikaye tamamen farklı:) ‘Guly’ Macarca ‘sığır çobanı’ demek. Gulyaş ise sığır çobanının yaptığı bir Macar yemeği. Dana etinden yapılan ve içinde yapıldığı bölgeye göre değişen sebze ve bazen küçük hamur parçacıklarının (csipetke) olduğu yerel bir yemek. Valla hangisi doğru bilemiyorum ama yemek çok güzel :))

Gulaş'ın orjinal tarifi aşağıdaki gibi . bizim yediğimizde csipetke yoktu.


Malzemeler:
  • 400 gr sığır eti(bacak kısmından)
  • 2-3 kaşık yağ
  • 1 orta boy soğan
  • 1 diş sarımsak
  • 2 domates
  • 2 adet kırmızı etli biber
  • 600 gr. patates (4-5 adet)
  • 2 adet havuç
  • 1,5 litre kemik yada et suyu
  • 1 demet kereviz (yeşil yaprağı)
  • 1 tatlı kaşığı kırmızı toz biber
  • 2 tatlı kaşığı tuz
  • 1/2 çay bardağı ev yapımı küçük kesilmiş makarna (ben kuskus kullandım)
  • Taze Kimyon tohumu (bir buçuk çay kaşığı kadar kimyon tozu kullandım)
Yapılışı:


1) Öncelikle sığır etinin sinirlerini ayıklayıp yıkayın. Kuşbaşı şeklinde doğrayın. Yağı tencerede eritip doğranmış soğanları katın ve pembeleştirin. Sarımsağı ezerek ilave edin, kimyonu ve kırmızı toz biberi ekleyip bir kere karıştırın ve etleri ilave edin. Arada karıştırarak etler renk değiştirene kadar pişirin ve sıcak et suyundan bir iki bardak kadar katın yaklaşık 30 dakika pişmeye bırakın. Bu arada patatesleri soyup küp şeklinde doğrayın, kereviz saplarını ayıklayıp yıkayın ve irice doğrayın. Kırmızıbiberleri halka şeklinde dilimleyin, domatesleri soyup doğrayın.

2) Etler yumuşayınca doğradığınız tüm malzemeyi ve kalan et suyunu da katarak tuzunu ekleyin. 15 dakika kadar pişirin. Patatesleri kontrol ederek piştikten sonra makarnayı ekleyin ve beş altı dakika daha pişirerek ocağı kapatıp yemeği on dakika dinlendirin. Servis yaparken kereviz saplarını atın.

26 Temmuz 2012

Budapeşte




Yaz nedeniyle mutfağı kapattık, tatile daldık. Bana kalsa sadece karpuz peynir yiyeceğim ama evdekiler yemek bekliyor. Bol bol patlıcan, taze fasulye ve biber dolması yapıyorum bu aralar :))


Sizlere gezi anılarımdan bahsetmek istiyorum. Rehber olmasını da diliyorum. Umarım faydalı olabilirim.



PEŞTE TARAFI

KAHRAMANLAR MEYDANI
Tatilin ilk gününde Budapeşte Kahramanlar meydanına gittik. Kahramanlar meydanı mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri .Resmi törenler ve kutlamalar burada yapılyormuş. Biz gittiğimizde de bir kutlama vardı.

Meydanın arkasında da nefis bir yapay göl var . Orayada mutlaka uğramalısınız. Etrafında SZEPMUVESZETI(GÜZEL SANATLAR MÜZESİ), MÜCSARNOK (SANAT SARAYI), VAROSLİGET (KENT KORUSU), ZİRAAT MÜZESİ, SZECHENYİ GYOGFÜRDO (SZECHENYİ HAMAMI) bulunmakta.Kahramanlar meydanı 1896 yılında, Macarların bölgeye gelişlerinin 1000. yılı anısına yapılmış. 7 atlı heykel, şehri kuran 7 Macar Kabilesini temsil ediyor. Meydanın orta yerinde: Macar ayaklanmasında ölenler için yapılmış, sembolik bir mezar da bulunuyor.1956 yılında, Sovyetler Birliği yönetimine başkaldıran, Macarların, oldukça sert önlemler ile bastırıldığı ve binlerce insanın yok olduğu söyleniyor.


Meydanda: yarım daire şeklinde yerleştirilmiş sütunların altında: Türklere ve diğer düşmanlara karşı savaşmış, Macar krallarının heykelleri var. Bu heykellerin altında ise: bu kralların kahramanlıklarını gösteren, kabartmalar bulunuyor. Yani: her bir heykelin kaidesindeki küçük rölyefte, o kişinin yaşamındaki en önemli olay anlatılmış. Ortadaki sütunda: biraz önce söylediğim gibi: 7 Macar Kabilesini temsil eden heykeller bulunuyor. Onların üstünde: Cebrail meleğinin heykeli var. Elinde ise: kutsal Macar tacını tutuyor. Muhteşem bir meydan. Her yanı heykellerle dolu. Bu heykelleri görmek için mutlaka zaman ayırın.

Bu arada Macaristan'da öğreniyorsunuz ki bizden epey korkmuşlar. Türklere Török diyorlar. EEE 200 yıl az zaman değil.

Meydandan aşağıya Andrassy Utca ( Utca cadde-sokak demak) aşağıya doğru ilerleyin. Bu caddeye gecede uğrayalirsiniz gecede hareketli. Cadde üstünde Opera binası (MAGYAR ALLAMİ OPERAHAZ) Operanın karşısındaki tarihi Müzenin kahvesinin şaraplarını deneyin. Hemen sonraki sokakta çok hoş bir meydanı olan, bir bazilikanın karşısına çıkacaksınız.

SZENT STEPHEN BAZİLİKASI-KİLİSESİ

Ana arterinde İsa heykeli olmayan tek kilise. Papa’dan özel izin alınmış ve İsa heykeli yerine, ülkenin kurucusu St.Stephan’ın heykeli bulunuyor. 1851 yılında yapılmış. Kilisenin içinde ise: Aziz Stephen’in mumyalanmış sağ elinin sergilendiği Şapeli görebilirsiniz. Ayrıca: Ana Altar, Gyula Benczur’un tablosu görülebilir.

Bazilikanın içi: etkileyici detaylarla süslü. Bunun yanında, bilet alarak, kubbesine çıkabilirsiniz. Buradan: şehre, farklı bir açıdan bakabilirsiniz.

SİNAGOG:

Dohany Sokağındadır. Dünyanın ikinci, Avrupa’nın en büyük sinagogu buradadır. 3000 kişilik salonu var. Şehirde, Yahudi toplumunun merkezi konumunda.

Bahçesinde: metalden bir defne ağacı var. Ağacın yaprakları üzerinde, II. Dünya Savaşından öldürülen Yahudilerin isimleri yazıyor. Ağacın altında ise, evlatları: ölen anne-babalarına soykırımı lanetleyen yazılar yazmışlar. Defneyaprağı barış anlamına geliyor.

ULUSAL MÜZE:

Buraya Astoria veya Kalvin Meydanından yürüyerek ulaşabilirsiniz. Cumartesi günleri, giriş ücretsiz. Macaristan ülkesinin, kuruluşundan, 1900’lü yıllara gelinceye kadar olan tarihi süreç içindeki gelişimini yansıtan bir müze. Bu müzede, sık sık özel sergiler yapılıyor.


VACİ UTCA CADDESİ :

Cadde trafiğe kapalı. Lüks mağazalar ve cafe/restoranlarla dolu. 19.yüzyıldan beri gezintinin, alışverişin, buluşmanın merkezi bir yer.

Yüksek gelirli Macar halkının buluşma yeri. Erzsebet (Elizabeth) köprüsünün Peşte ayağında başlayarak, cadde boyunca yürüyün. Yürürken, hoş süslemeleriyle Klotil Sarayı, Peterffy Sarayı, Servit kilisesi, bir zamanlar Türk bankası olarak da kullanılan 1906 tarihinden kalma, zarif bir bina, Yeni Tiyatro, Üniversite kilisesi, Franz Liszt Müzik Akademisi gibi, pek çok ilginç yapı görebilirsiniz.

Caddenin bir ucunda, büyük bir hal binası var. Dışarıdan bakınca, hal gibi durmayan, çok güzel bir bina. İçinde ise: domatesler, biberler ve etler, birçok gıda maddesi satılıyor. Hareketli ve keyifli bir yer. Burada: Macar halkının arasına karışıp, günlük yaşantılarını izleyebilirsiniz. Alışveriş için, özellikle Macar porselenlerini düşünmelisiniz.

PARLEMENTO BİNASI:

Macar krallığı: 1867 yılında, Habsburg İmparatorluğunun bir parçasıdır. O yıl, Avusturya ile, aynı krala yani İmparator Franz Josef’e bağlı olmasına rağmen, özgür bir eyalet olarak tanındı. Böylece: 1880 yılında, Budapeşte’de, parlamento binası yapılması için izin alındı. Mimar İmre Steindl önderliğinde: 1884 yılında, binanın yapımına başlandı ve 1902 yılında, bina bitirildi.

Dnube kıyısında bulunan yapı: büyüklüğün görkemini gözler önüne seriyor. Aynı zamanda: 19.yüzyılın, dünyadaki en iyi örnek parlamento binalarından biri. O dönemde, Macaristan’da yaşanan endüstriyel gelişmenin sonucu olan zenginliği yansıtıyor.

Tuna nehrinin kıyısında, tüm ihtişamı ile duruyor. Giriş ücreti: 900 forinti. Parlemento çalışırken, ziyarete kapalı.

BUDA TARAFI


GÜLBABA TÜRBESİ:


Tuna nehrinin sağ tarafında yükselen tepenin doğuya bakan yamacında bulunuyor. Türbenin bulunduğu semt; şehrin en pahalı semtlerinden birisi.

Osmanlıların Macaristan’ı ele geçirmesi sırasında: Gülbaba, Buda şehrinin kuşatmasına katılmış. Söylenenlere göre: Budin şehrine, gül’ü ilk tanıtan, gül baba olmuş. Kendisini, Türkler kadar Macarlar da sevmişler. 1548 yılında öldüğünde: cenaze namazına, Kanuni Sultan Süleyman ile birlikte, 200 bin kişi katılmış.

Gülbaba; başında taşıdığı güllerden dolayı, bu adla anılmış. Türbe: Avrupa’da, Türkiye Cumhuriyetinin restore etmesine izin verilmiş, ilk Türk mimari eseri olma özelliğini taşıyor. İçinde: yeşil sandukası var. Ayrıca: bahçesinde, gül babanın bir heykeli bulunuyor. Başındaki güllere dikkat edin.

Kendisi için burada yapılan türbe: günümüzde Macarlar tarafından, o günlerdeki sevgi ve saygının anısına: titizlikle ve saygıyla korunuyor. Mayıs-Ekim ayları arasında, burayı ziyaret etmeniz mümkün.Türbenin hemen yanındaki kafede, nefis bir Türk kahvesi içebilirsiniz




KALE TEPESİ:

13.yüzyılda, Buda şehri, burada gelişmeye başlamış. Moğol saldırılarından sonra, 1255 yılında, Kral Bela, kalesini buraya kurarak, Buda’yı başkent yapmış. Osmanlı saldırıları sonucu kale yıkılmış, ancak daha sonra yeniden yapılmış. Surlar, orijinaline uygun olarak yeniden inşa edilmiş.

Burası: UNESCO tarafından, Dünya Kültür Mirası Listesine konularak, koruma altına alınmış. Zamanında, kaleyi saran Türkler, hiçbir direnişle karşılaşmadan ele geçirmişler Buda kalesini. Ancak: Türklerin, buradaki sarayı harabeye çevirdiğini söylüyorlar. Daha sonra: Avusturya-Macaristan İmparatorluğunun sarayı olacağı zaman, saray yeniden inşa edilmiş. Sonra, II. Dünya Savaşında tekrar hasar görmüş. Şu an göreceğiniz saray: geçmişi size hatırlatacak seviyede değil. Kale yakınlarında bulunan Terör Müzesini gezdiğinizde, bu sarayın eski halini ve geçirdiği evreleri anlayabilirsiniz. Bu gezintiyi akşam saatlerine bırakırsanız: Tuna nehrinin günbatımında ne kadar güzelleştiğini görebilirsiniz.

Bu arada, unutmadan, Kale tepesinde, Lovas sokağında, Son Buda valisi Abdurrahman Avni Arnavut Paşa’ya ait bir mezar taşı var. Son vali Paşa; şehri kuşatan Avusturya ordusuna karşı, 2.5 ay direnmiş. Ancak, Avusturyalılar, 1666 yılında, Budin şehrine girerek, 145 yıllık Türk hakimiyetine son verirler. Paşa, çarpışmalar sırasında şehit düşer. Ancak, Macarlar Paşayı unutmazlar ve şehit düştüğü yere, çok daha sonraları dikilen bir anıt üzerine, son derece centilmence bir yazı yazarlar. “ 145 yıllık Türk egemenliğinin son Buda valisi Abdurrahman Arnavut Paşa, bu yerin yakınında 1686 Eylül ayının 2.günü, yaşamının 70 yılında, maktul düştü, kahraman düşmandı, rahat uyusun.” Bir tepede: yolun ortasında, minik bir anıt, daha doğrusu üzeri yazılı bir taş.
 



SZENT MATTHİAS KİLİSESİ:

1015 yılında yapılmış. Meryem Ana adına inşa edilmiş. Çatısı: renkli Macar çinileriyle kaplı. Ülkenin ikinci büyük kilisesi. Kanuni Sultan Süleyman, şehri ele geçirdiğinde: burası yaklaşık 150 yıl boyunca cami olarak kullanılmış ve yapılmış ve kendisi, ilk cuma namazını, burada kılmış. Takip eden tarihi süreçte: 1896 yılında: büyük bir restorasyon yapılmış ve bugünkü görünümünü o zaman almış. Günümüzde: kilisenin önündeki meydan: turistlerin uğrak yerlerinden biridir. 150 yıl boyunca cami olarak kullanılan yapı, daha sonra kiliseye çevrilmesine rağmen: kıbleyi gösteren Osmanlı Mihrabı yerinde bırakılmış. Vaiz kürsüsü, Fresk ve Gotik şapel, ayrıca görülmeye değer diğer unsurlar.

Macarlar; burada turistlere sanatlarını sergiliyorlar, özellikle: keman çalanları görebilirsiniz. Zaten: keman, Çigan müziğinin etkileşimi sonucu, Macaristan’ın çoğu yerinde, etkin olarak çalınıyor.



 FISHERMAN’S BASTİON. (BALIKÇILAR BURCU):

Burada: 7 tane kule var. Kuleler: 7 Macar boyunu temsil ediyor. Yapının başlangıç tarihi: 1895 yılı olmasına rağmen, bitirilişi 1902 yılı civarı. Burçlar: oldukça estetik ve akşam güneşi, üstlerine vurduğu zaman, oldukça fotojenik oluyorlar.

Ortaçağdan kalma bir balık pazarı olarak yapıldığı için, bu ismi almış. Burç: Tuna nehri ve Peşte bölümüne: tepeden bakıyor. Merdivenleri ve terasları ile, etkileyici bir manzarası var. Kilise ile arasında: Hıristiyanlığın Macaristan’ın resmi dini olarak benimsenmesini sağlayan Aziz İstvan’ın, at üzerinde bir heykeli var. Kilisenin biraz daha batısında: 18.yüzyılda veba salgınından kurtulmanın anısına bir heykel dikilmiş. Buraya: akşam gün batımında giderseniz ki gidin; gün batımını izleyebilirsiniz. Burcun bulunduğu meydanın arkasında ünlü bir kafe var.

GELLERT TEPESİ:

Burası, şehrin diğer bir yüksek noktası. Bu tepede: 14 metre yükseklikte, barışı simgeleyen ve elinde defne dalı tutan bir kadın heykeli var. Bu heykelin adı: Özgürlük Anıtı. Bu anıt: 1945 yılında, Rus ordusu tarafından, Budapeşte şehrinin kurtarılışı anısına dikilmiş. Tuna boyunca, hemen her yerden görülüyor. İhtişamlı ve devasa bir anıt.
Tepenin eteklerinde, Gellert’in bir anıtı var. Anıtın kaidesinden aşağıya kat kat yapılmış şelale de huzur dolu bir etki yaratıyor.
 
GELLERT TEPESİNİN HİKAYESİ:

Bu tepede: Bishop Gellert’in bir heykeli bulunuyor. Gellert: Macarların Hıristiyanlığa geçmesinde önemli rol oynamış bir isim. Başlangıçta pagan olan Macarlar, kendilerine sorulmadan Hıristiyanlığı zorla kabul etmek zorunda kalmışlar. 1000 yılında, Macar kralı St.Stephen: bir misyoner olan St.Gellert’i; Macaristan’a davet eder. Gellert: krala, Macarların Hıristiyanlığı kabul ettiğine dair bir kağıt imzalatır ve Macarlar istemeden, Hıristiyanlığı seçmiş olurlar.Ama, bu duruma kızan paganistler: St.Gellert’i bir fıçının içine koyarak, bu tepeden aşağıya yuvarlarlar ve o günden sonra, bu tepenin adı: Gellert tepesi olarak anılmaya başlanır.


BORKATAKOMBA
2 gece Borkatakomba denilen lokantaya gittik. Bu lokantada Çigan müziği eşliğinde eğlence düzenliyorlar. İyi ki de gitmişiz çok memnun kaldık. Rezervasyonu kendimiz yaptık ve taksi ile pazarlık yaparak gittik geldik. Taksi bizi bıraktı gecede telefon ettik geldi aldı. Laf aramızda turun düzenlediğinden çok ucuza denk geldi.
 
BUDAPEŞTEDEN NOTLAR :

1) Forint yaklaşık türk lirasının 100'de birine denk geliyor. yani 2500 forint yaklaşık 25 TL
2) Mutlaka çigan gecesine gidin.
3) Gulaş'ı Budapeşte'de deneyin. Prag'da yediğim gulaş çok farklıydı.
4) Balıkçılar burcu, Gellert tepesi, Kahramanlar meydanı ve yapay gölün etrafı, Andrassy ve Vaci utca caddesi gezilmesi gereken yerleri.
5) Taksi için pazarlık yapın. En uzak yere 5.000 forintten fazla vermeyin ( 15- 20 dakikalık yol için)
6) 11'den sonra doğru dürüst metro yok. Dikkatli olun. Biz kaçırdık taksi ile dönmek zorunda kaldık. Ulaşım ağıda Prag yada Viyana kadar iyi değil.

Aklıma gelirse daha sonrada eklerim.


6 Temmuz 2012

Ben bir kuşatma yapıp geleyim :))


Yarın Allah nasip ederse Budapeşte, Viyana ve Prag turuna çıkıyoruz. Dönüşte de tarif değil gezi yazısı yazarım herhalde. Yemeklerin fotosunu çekmeden olmaz tabii ki :)) Gezip görüp yediklerimi anlatacağım :))

BENİ ÖZLEYİN ANACIM !!!!

26 Haziran 2012

Otlu Pilav


Malzemeler :

  • 2 su bardağı pirinç
  • 3 su bardağı sıcak su
  • Yarım demet doğranmış dereotu
  • yarım demet doğranmış yeşil soğan
  • yarım demet doğranmış maydanoz
  • Tuz, 1 adet kesme şeker
  • 2 yemek kaşığı zeytinyağı (tereyağ koymadım)
  • 1 yemek kaşığı limon suyu
Yapılışı:

  1. 2 su bardağı pirinci derin bir kâseye alın. Güzelce yıkayın . En az 20 dk. suda bekletin.
  2. Tencereye zeytinyağında pirinçleri ekleyin. Kavurun . Üzerine 3 su bardağı kaynar su ve 1 yemek kaşığı limon suyunu ilave edin. 1 adette kesme şeker ve tuzunuzu atın. Önce kaynatın sonra altını kısın. Pilavınız suyunu tamamen çekmeden hemen önce ince ince doğradığınız yeşil soğan, dereotu ve maydanozu ilave edin. Demlenince servis yapın.

19 Haziran 2012

Mısır Unlu Fırında Kabak Mücveri


Çok güzel olmuştu gerçekten. Hem besleyici hem de yağsız sağlıklı . Denemenizi tavsiye ederim.

Fotoğraf cep telefonu fotoğrafı olduğu için bozuk çıkmuş ama görüntüsü de gerçekten güzeldi. 

Malzemeler
  • 1 kilo kabak
  • 4 yumurta
  • 1 su bardağı sıvı yağ
  • 1 su bardağı un
  • 2 su bardağı mısır unu
  • 1 aida çay bardağı irmik
  • yarım demet dereotu
  • nane, tuz, pul biber
  • 2 adet kabartma tozu
Yapılışı:

Kabakları kabuklarını soymadan rendeliyoruz. Dereotunu ince ince doğrayıp, diğer tüm malzemeleri de katıp kıvamı yoğun olmayan bir kek hamuru elde ediyoruz. Fırın kabına döküp 170 derece üstü kızarana kadar pişiriyoruz.