Pages

25 Aralık 2008

Yılbaşı Menüsü

Bu yılbaşı bizim evde kutlanacak. Tam 6 aile ve 8 çocuk yani toplam 20 kişi bir arada olacağız. 8 çocuğun 6 tanesi aynı yaştalar. Yani 13-14 yaşındalar. Bir tanesi bebek, bir tanesi de 3 yaşında. Sizin anlayacağınız çoluk çocuk hep birlikte harala gürele çok güzel bir yılbaşı olacağına inanıyorum.

Arkadaşlarımdan birisi (Adı da Pevin ) Güzelyalı da ki otantik otelin menüsü atmış ve altına da eklemiş. "Senden de bu performansı bekliyoruz :)))" diye. Bende "daha çok beklersin :)))" diye cevap yazdıktan sonra aklıma muzip bir fikir geldi. Bizim menüyü garip şekilde isimlendirmek . Otellerdeki menüler gibi. Çok hoş şeyler çıktı ortaya. Yazarken güle güle öldüm. Aslında hepsi bildiğimiz şeyler. Bakalım neler olduklarını bulabilecek misiniz ?

Bu arada bu kadar şeyi ben yapmıyorum. Herkes 2 çeşit getiriyor ve masa donatılıyor. Ana yemek, pilav ve brokolili sıcak bana ait. Fotoyu daha fazla büyütemedim, kusura bakmayın.

22 Aralık 2008

Pizza

Süper kolay pizza tarifi. Çünkü hamurunu ben yapmadım :)) Bunu tarif şeklinde yazmak sanıyorum ustalara ayıp olur. Bende kısaca bahsedeyim bari.

2 adet ekmek hamuru alınır. Fırınlardan, hatta içinde bakery'si olan her marketten de alabilsiniz. Ben ekmek hamurlarımı Ataevler Şaypa'dan almıştım örneğin.
Ekmek hamurları yağlanmış tart kalıbına elinizle bir güzel yayılır. Üstüne ister ketçapla, ister domates salçası ile sulandırılmış bir sos hazırlayın. İçine de kekik katmayı unutmayın. Hamuru bu karışımla ıslatın. Bunun üstüne rendelenmiş kaşardan biraz serpin. Sonra üstüne evde ne var ise koyun. Ben de siyah zeytin, sosis ve domates falan varmış onları koymuşum. Siz isterseniz yeşil zeytin, mısır, jambon, salam, sucuk ne severseniz onu doldurun işte. Üstüne tekrar kaşar peyniri rendesi koyun. 170 derecede 20-25 dakikada pişiyor. Afiyet olsun.

19 Aralık 2008

Benim Garip Hallerim

Sevgili Yasemin beni mimlemiş. Çok zor geldi bana bu mim çokkkk. Düşün taşın eşime sor bayağı bir zorlandım. Bunu okuyanlar son derece normal olduğumu sanacaklar. :))
Aslında öyle olmasam da zor bir konu canım işte ya. Yinede Bir şeyler bulmaya çalıştım.

  • Yerlerin kirli olmasına dayanamam. Büfenin üstü toz olmuş, dolapların içi dağınıkmış fark etmez ama yerler temiz olmalı. Elimle yer bezi dolaşırım.
  • Kitaplarımı paylaşmayı sevmem. Verirsem de mutlaka takip eder geri alırım. Kardeşimden ortaokul 7. sınıfta aldığım ait kitabımı geri almışlığım vardır. Babamın gençliğindeki kitaplarıda alıp eve getirdim.
  • El öpmem. El öpmem gerektiğinde de, öpmem gereken kişinin elini; ne ağzıma ne de alnıma götürürüm. Hemen havadan hallediveririm.
  • Birisinin selamı bana geliyorsa Aleyküm selam demem gerekiyorken ben yine "olsun başüstüne" derim. Örneğin "Ayşe sana selam söyledi" derlerse ben hemen "olsun başüstüne" derim.
  • Eşimden özel istek üzerine bir gariplik yazıyorum. Kendi bildiğimi okumam. "Şu kapıyı kapalı tutalım" dediğinde ben "tamam" derim ama yine kendi bildiğimi okur ve o kapıyı açık tutarım.
  • Bir şey kafa koyduysam onu mutlaka yaparım. Bir keresinde Uludağ'a kayak yapmaya gidecektik. Yatılı misafir geldi, hastalık oldu , o oldu bu oldu ama ben herşeye rağmen gittim. Her şeye rağmen yapacağım diye de dile getiririm. Arada bir deliririm.
  • Uzun yolda araç sollarken "belki geçeriz" derim. Henüz geçemediğimiz olmadı ama belli mi olur. Sonucu 1 ve 0 olan bu araç sollamayı analog hale dönüştürürüm.

Ben de Dijle'yi mimliyorum. Kolay gelsin Dijle'cim.

17 Aralık 2008

Üzümlü Kek



Bu keki ne zaman yaptım inanın hatırlamıyorum. Zaten zırt pırt çeşitli denemelerle kek yapıldığı için çok da önemi yok. Kekin o nefis kokusu geldi bana , size de geldi mi acaba ?

Malzeme:

  • 3 yumurta
  • 3 kaşık dolusu yoğurt
  • 1 su bardağı sıvı yağ
  • 1'er paket kabartma tozu ve vanilya
  • 2,5 bardak un
  • 1,5 bardak şeker
  • 1 tatlı kaşığı dolusu tarçın (ben zencefil de koyarım)
  • 1 bardak dolusu kuru üzüm ve tabii ki istenirse ceviz ( ben koymammışım)

Yapılışı :

  1. Bence en önemli ayrıntı yumurtaların beyazlarının sarılarından ayrılarak şekerle beraber çırpılması. Bu kekin daha güzel kabarmasını sağlıyor. Mümkünse yumurtanız soğuk olmasın. Ama nerede , çoğunlukla buzdolabından çıkarıp yapıyoruz :))
  2. Daha sonra yumurta sarılarını da katın. Tüm malzemeyi koyun. Kabartma tozunu , unu koyduktan sonra koymayı unutmayın. Keki yuvarlak borcama veya tepsi şeklindeki kek kalıbına dökün. Kalıbı yağlayıp, unlamayı unutmayın.
  3. Üzümleri isterseniz una bulayıpta koyabilirsiniz. Hani dibe çökmesin diye. Gerçi ben bu konuda pek sorun yaşamıyorum ama isterseniz siz öyle yapın. 170 derecelik fırında yaklaşık 40 dakika pişirin.

12 Aralık 2008

Bayram İkramı- Vişne Likörü


Daha önce bir yazımda bahsettiğim; arkadaşım Fatoş'tan esinlendiğim kahve ikramı göründüğü gibidir arkadaşlar. Kahve, likör ve lokum.

Her ne kadar onun kadar özenli olmasada, ben de yanına ekstra likör ekledim. Likör tarifinin de de Uçan Martı'dan esinlendim. Ben de ufak tefek farklılıklar var tabii ki ama esas fark vişne likörünün güneşte değilde serin ve karanlık bir yerde bekletmemdir. Ayrıca içine 35'lik Smirnoff Votka koydum.

Vişne likörünü ilk içtiğimde tadına inanamadım. Şimdi evime gelen herkese ikram ediyorum. Herkesin fikrini alıyorum. Herkes çok beğendi. Bu hızla şimdide mandalina likörü koydum. Bakalım o nasıl olacak

Malzemeler:
  • 2 kg. vişne
  • 1 kg toz şeker
  • 20-22 adet karanfil
  • 5-6 adet çubuk tarçın
  • 35'lik Smirnoff Votka

Yapılışı:

  1. Vişneleri yıkayıp, aralarına şeker koyup bir büyük şişeye doldurun.
  2. Karanlık bir yerde 1 ay bekletin. Ara sıra karıştırmayı unutmayın.
  3. 1 ay sonunda karanfil ve tarçınları bir tülbente koyup , bağlayıp vişne likörünün içinde 1 hafta bekletin.
  4. 1 hafta sonra içinden karanfilleri ve tarçınları alıp, vişneleri de süzün. Likörünüzü şişelere doldurun. Ben kocaman bir viski şişesine koydum. Sunarken kayınvalidemden aldığım minik vişne şişeme koyuyorum.
  5. İçine votkanızı koyun. 1 ay 1 hafta sonra likörünüz hazırdır.

3 Aralık 2008

Fırında Biber Dolması


Yiyenler dolmalarımın lezzetli olduğunu söylerler. İçine yeni bahar ve bol nane koymama bağlıyorum ben. Ayrıca salçalı sosu kaynatıp, dolmaların üstüne döküp, öyle pişirdiğim için diye düşünüyorum.
Ama birde o pişen dolmaları fırınlamayı deneyin. MIMMMMM nefis oluyor. Benden tavsiye etmesi. Lütfen deneyin.

Dolmalar 15-20 dakika içinde üstleri kızarmış ve mis gibi oluyorlar.

Malzeme:

  • 12-15 adet civarı dolmalık biber
  • 300 gr kıyma
  • 1 aida çay bardağı pirinç
  • 1 büyük boy soğan rendesi
  • 1 küçük domates rendesi
  • tuz, karabiber, 1 çay kaşığı yenibahar , 2 yemek kaşığı dolusu belki daha bile fazla nane,
  • 1/3 demet maydanoz
  • 1 yemek kaşığı dolusu salça ve sıvı yağ

Yapılışı :

  1. Salça ve sıvı yağ hariç tüm malzemeyi karıştırıp, dolmalık biberlerin içine doldurun. Her biberin üstüne bir adet kesilmiş domates koyun.
  2. Salçayı sulandırın, içine yağıda katıp bir küçük kapta kaynatın. Biberlerin üstüne dökün ve yemeği pirinçler pişene kadar pişirin.
  3. Dolmaları bir fırın tepsisine dizin ve üstleri kızarana kadar 180 derecede fırınlayın. Afiyet olsun

2 Aralık 2008

Lokumlu Kurabiye














En çok sevdiğim kurabiyelerden biridir. Bizim evde tatlı şeyler gerçekten tatlı tatlı yenir. Dolayısıyla lokumlu kurabiyenin yoğun tatlı tadı bu tarife çok uyuyor.






Lokumlu kurabiyeyi kendi uyguladığınız kurabiye tarfilerinin içine uygulayabilirsiniz. Ben yaptığım kurabiye'de Betül'ün nefis kurabiyelerinden birinden esinlendim. İçinde krem şanti denedim. Dolayısıyla pudra şekeri kullanmadım . Zaten içinde de lokum var. Tadını tutturabiliyorsunuz. Lokumlar Afyon limonlu lokumlarından. Güllü lokumlalarla da çok güzel oluyor.

Not: Elinin tüm parmak izleri belli olan ve tırnakları cadı gibi çıkmış olan kişi kardeşimdir :))
Malzemeler:
  • 1 paket krem şanti
  • 250 gr . tereyağ ya da katı yağ
  • 1 paket vanilya ve kabartma tozu
  • 1 adet yumurta
  • 3 bardak un (isterse biraz daha)
  • İçine lokum (lokumları ikiye bölerek kullandım.)
  • Üstüne pudra şekeri

Yaplışı:

  1. Lokumlar dışında tüm malzeme karıştırılır. Kulak memesi kıvamına gelene kadar un eklenir.
  2. Elinize ceviz büyüklüğünde bir parça alıp, elinizde düzleştirip, içine lokum koyup kapatıyorsunuz. Tekrar yuvarlayarak yağlanmış tepsiye diziyorsunuz. 170 derecede 20- 25 dakika yeterlidir.
  3. Piştikten ve soğuduktan sonra üstlerini pudra şekeri ile süslüyorsunuz.

28 Kasım 2008

Pasta


Bu tarife bir ad bulamadım. Kısaca pasta dedim. Çok kolay ve pratik bir şey zaten. Amaç burada üst süslemeyi denemekti. Her türlü pasta üstüne uygulanabilir bence. Görüntü gerçekten şık oldu. Süsleme bence en çok üzümlere ve güle yakıştı. Bolca üzümlerle ve güllerle süslenebilir. Yakın çekim yapsaymışım daha iyi olacakmış. EEE tabii blogger olacaksan hem yapacaksan hemde çekeceksin değilmi ? Ah işte bende bu ikinci kısmın becerisi yok. Zamanla geliştirim belki :))

Malzeme:
  • Tabanı için : 2 paket büskivi (eti burçak kullandım) . 1 paket eritilmiş çikolata. Çok sert olduysa biraz tereyağ (Cheesecake tabanı yani )
  • Muhallebisi : 1 kilo süt, 1 su bardağı un, 1su bardağı şeker, 1 paket vanilya
  • Süsleme için iki yumurta akı ve toz şeker
Yapılışı
  1. Eti burçakları çok un ufak etmeden parçalıyorsunuz. Ben robota bir iki kere bastırarak yaptım. Erimiş çikolata ile karıştırıyorsunuz. Baktınız çok sert bir kıvamda oldu, 50 gr . kadar tereyağ eritip içine katın. Bu harcı, kelepçeli kabınızın altına sertçe bastırarak yayın. Buzdolabında soğumaya bırakın.
  2. Muhallebi için tüm malzemeyi katıp pişirin. Muhallebi göz göz olunca indirin. İçine el blendırı daldırın. Bir 5 dakika karıştırın. Daha sonrada arada bir kaşıkla karıştırarak ılıtın. Bisküvilerinizin üstüne yayın. Tekrar buzdolabına koyun.
  3. Pastanız soğuyunca, yumurta aklarını çatalla hafifçe çırpın. Sakın köpük köpük yapmayın. Gülleri veya meyveleri yumurta akına bulayın. Daha sonra kesme şekere bulayın. Pastanızı meyvelerle ve güllerle süsleyin.

25 Kasım 2008

Bursa Gölyazı Köyü

Senede en az 3 kere gittiğimiz, gitmekten de büyük zevk aldığımız bir yer Gölyazı köyü. Biraz aşağıda da fotolarda göreceğiniz gibi bir doğa harikası.

Gölyazı köyü Uluabat gölünde bir ada. Adayı bir köprü ile karaya bağlamışlar. Tam ortada köy kahvesi. Köylü bir başka davranıyor size. Biraz da yerli turiste alışılmışlık var zaten. Kahvenin hemen yanında sıcak ekmek, salça, pekmez bulabiliyorsunuz. Biz gittiğimizde çayla beraber hemen bir kahvaltı yapmayı ihmal etmeyiz. Köyde ayrıca canlı canlı balıkda satın alınabiliyor.

Son gittiğimizde ramazandı. Herkes bir şeyler hazırladı. Ben börek yaptım. Eşimde elceğizleri ile sosisli sandviçler hazırladı. Onların fotolarını koymadan olmaz. Tek tek uğraştı onlarla, hepsini sterch filmlere sardı. Alltta kocaman bir sosis (nereden buldu bilmiyorum. Tombik bir şeydi. ) Üstünde rus salatası . En üstte ketçap. AAA tabi ekmekleri salçalı sosla ıslatmayı da unutmadı.


Arkadaşlar patlıcan salatası, zeytinyağlı kabak yapmışlardı. Tatlı olarak da brownie'miz vardı. Çorbamız bile vardı. Knorr çabuk çorba. Çok da lezzetliydi valla. Tam tepemizde ezan okundu. Muhteşem bir şeydi. Yine gelelim dedik ramazanda ama tabii ki olmadı. :(((


Köyden görüntüler arkadaşlar. Herkese, özellikle Bursa yöresinde oturan arkadaşlara tavsiyem mutlaka bir kere gitmeleri. Sonrasında zaten gitmek isteyecekler. Fotoğraf çekmeyi sevenler, doğayı sevenler mutlaka uğramalı. Benden size tavsiye














































Altta ki görüntüler de 2 ocak 2008 yılında kış günü çekilmiş görüntüler. Bursalıannelerle beraber köye çekirdek dikmeye gitmiştik. Çeşit çeşit meyve çekirdekleri. Çuval çuval toplanmışlardı. Biz tabii kahvede bir şeyler yemeği ihmal etmedik.

Köyden sis kalkıyor. Muhteşem dememe gerek yok. Siz de bayılacaksınız.


















20 Kasım 2008

Püreli Kaşarlı Biftek


Tarif Portakal ağacından. Daha tarifi okurken hatta resmini görünce nasıl bir şey olacağını biliyorsunuz. Uzun söze gerek yok, gerçekten çok lezzetli oldu. Ayrıca zor da değil. Tavsiye edilir arkadaşlar.
Yemeğin yanındakiler zeytinyağlı kabak ve fırında baharatlı patates. Etle beraber patateslerde pişiveriyor. Bizim evde artık hemen hemen hiç kızartma patates pişmiyor. Et nerede diyenler için patates püresi ve kaşarın altına saklanmış durumda :))
Malzemeler:
  • 1/2 kilo biftek
  • 3-4 adet patates
  • 1 bardak süt
  • 1 tatlı kaşığı tereyağ
  • 1 tabak rendesi kaşar peyniri (Portakal ağacında dil peyniri ile yapılmıştı)

Yapılışı:

  1. Etleri teflon tavaya alıp arkalı önlü önce harlı, daha sonra kısık ateşte sularını bırakıp , tekrar çekene kadar pişirin.
  2. Patatesleri haşlayın ve rendeleyin (veya ezin) . Bir tencerede tereyağı eritip , üstüne patates rendesini koyup yavaş yavaş sütü ekleyin. Tuzda eklenebilir. Ben üstünde kaşar olacağı için tuz eklemedim. Püre muhallebi gibi delik delik olunca altını kapatın. Ben genelde el blendırını daldırırım. Daha yumuşak ve kıvamlı püre oluyor.
  3. Etleri bir küçük kare borcama yanyana dizin. Üstüne püreyi dökün. 200 derecelik fırında püre hafif renk alana kadar pişirin. Fırından çıkarıp üstüne rendelediğiniz kaşarı döküp, tekrar fırınlayın. Kaşarında hafif renk değiştirmesini sağlayın.
  4. Fırından çıkarınca dilimleyerek servis yapabilirsiniz.

NEDEN BLOG YAZIYORUM

Elçin’cim beni mimlemiş. NEDEN BLOG YAZIYORSUN diye.

Benim yazma nedenim şudur arkadaşlar ;

Yoğun iş temposu içinde , işimle kel alaka bir konuda kendime bir hobi bulmuştum. Yemek yapmak. Bu hobi doğal olarak gelişen bir hobiydi. Eşimin ve oğlumun benim her yaptığım yemeği burun kıvırmadan yemesi bir de üstüne üstlük “OOOO süper olmuş” falan şeklinde desteklemesi, yenilmeyecek kadar kötü yaptığım bir yemeğe bile bu kötü olmuş demeyip sadece “değişik olmuş” şeklinde yaklaşmaları benim yemek yapma konusunda biraz daha heveslenmeme sebep oldu. Sürekli yeni bir şeyler denedikçe de yemekle ilgili yatkınlığım iyice arttı. Bir süre sonra tarife bakıp, o tarifin sonucunda ortaya güzel bir şey çıkıp çıkmayacağını anlar hale geldim.
Sonra bunları birileriyle paylaşmak ihtiyacı hissettim. Blog yapmaya karar verdim. Ve iyi ki de yapmışım diyorum. Çok ama çok zevk alarak yapıyorum. Kafamda elektrik, doğalgaz , bakım , yönetmelik, Kanun manun hiçbir şey kalmıyor. Yeni yeni arkadaşlar ediniyorum. Değişik sürprizlerle karşılaşıyorum. Kısaca ben BLOG YAZMAYI SEVİYORUM.
Sıra bu olayı sürdürme telaşında ben de kimi mimlesem acaba Yemek Kutusu Betül ve Damak Tadı demek istiyorum. Bakalım onlar neden blog yazıyormuş.

17 Kasım 2008

Nohutlu Pilav


Evlendikten sonra çoookkk uzun sene tam istediğim kıvamda pilav yapamadım. Bir çok kişiden ders aldım ama o ünlü aşçıların yaptığı gibi pilav bir türlü yapamadım. En sonunda Ata'nın arkadaşının annesi Yadigar 'dan ( benim de yakın arkadaşım, kendisi gıda öğretmenidir. ) pilav dersi aldım. En sonunda pilavı tutturmuştum arkadaşlar. Şimdi tam istediğim gibi pilav yapabiliyorum. Tabii bunu sizlerle paylaşmak lazım. :))) Bir de kardeşimin isteği ile dometesli pilav tarifi paylaşacağım, çünkü oda çok güzel oluyor. Özellikle taze fasulyenin yanına çok yakışıyor.

Bu arada nohutlar daha önce haşlanarak deep freze konmuştur ve lazım olduğunda kullanılmaktadır :)))

Malzeme :

  • 2 su bardağı pirinç
  • 1 çay bardağı arpa şehriye veya tel şehriye
  • 3 su bardağı ve 1.5 çay bardağı su
  • 1 su bardağı haşlanmış nohut.
  • 1 tatlı kaşığından az tereyağ, 1 tatlı kaşığı kadar zeytinyağı, 1 tatlı kaşığı kadar mısır özü veya ayçiçek yağı
  • 1 adet kesme şeker, 2-3 damla limon suyu ve tuz.
Yapılışı:
  1. Pirinçler tuzla ovularak üzerindeki beyaz pirinç unu tabakası atılacak. En az 20 dakika çeşme suyunda bekletilecek.
  2. Tencerede tüm yağlar karıştırılarak, kızıdırılacak. Tel şehriye rengi değişene kadar kavrulacak. Suyu süzülen pirinçte kavrulmuş şehriyelerin üzerine atılır. Kavrulmaya devam edilir. En az 3-4 dakika kavurulur.
  3. Kaynamış su veya et suyu pirinçleri üzerine konur. Limon suyu, kesme şeker ve yeteri kadar tuz konur. Su fokurdayınca ki sıcak koyduğunuz için zaten fokur fokur olacaktır. Altı kısılır. Suyunu çekene kadar kısık ateşte pişirilir.
  4. Limon rengi , zeytinyağı tane tane olması için konuyor. 1 adet kesme şeker de çok yakışıyor

12 Kasım 2008

Patatesli Börek


En sevdiğim ikinci börek. Önce pırasalı ıspanaklı, ikinci patatesli. Bu börek yalnız patatesi köfte baharatı ile karıştırdıktan sonra daha güzel oldu. Patatese çok güzel bir lezzet verdi. Yalnız bir keresinde köfte baharatı diye köfte harcı ile yapmıştım, değişik bir lezzet olmuştu :(( (Bizim evde kötü denmez , değişik denir de) Yine de yemiştik valla. Börek olsun çamurdan olsun dye herhalde. :)))

Malzemeler:
  • 5 adet yufka
  • 1 bardak süt
  • 3 çorba kaşığı dolusu yoğurt
  • 1 çay bardağı sıvı yağ
  • 1 adet yumurta
İçi için: 4 adet haşlanmış patates, sanıyorum 3 çorba kaşığı dolusu köfte baharatı (bu biraz göz kararı oldu)

Yapılışı:
  1. Patatesleri haşlayın ve rendeleyin. Sonra köfte baharatı ile karıştırın.
  2. Bir kapta sıvıyağı, yoğurdu , yumurtanın akını ( sarısını böreğin üstüne süreceğiz) ve sütü bir güzel karıştırın.
  3. Tüm yufkaları üst üste koyun. Ortalarından keserek 2 eşit parçaya ayırın. Geniş tarafına iç harcını koyun. Harçlı taraftan rulo yapmaya başlayın. İki ucu bir araya getirip yağlanmış fırın tepsisine dizin. Resim daha iyi anlatıyor. Tüm yufkaları bu şekilde hazırlayın.
  4. Üstlerine yumurta sarısını sürüp 170 derecelik fırında 30 dakika pişirin.İsterseniz üstlerine susam yada haşhaş tohumu atabilirsiniz veya her ikisini birden atabilirsiniz. Ben çok severim de :))

9 Kasım 2008

Zeytin Yapımı


Biz her sene zeytinimiz kendimiz yaparız. Tabii Bursa'da oturmamızın ve çevremizde bir çok zeytin üreticisinin bulunmasının bunda etkisi büyük. Tarif bu sene 4. kez tarafımızdan uygulanmış, garanti tariftir. Yağlı zeytin yapımı türüne girer. Tarif 5 kiloluk tenekeye göre. Ama ben çeşitli boylarda ve türlerde şişelere yapıyorum .İçinde plastik şişede var, cam şişede. Plastik şişeye yapmak daha kolay. Açacağınız zaman üstünden kesiveriyorsunuz. Çeşitli ebatlarda şişelere yaptığım içinde , tuzunu , yağını hesap makinası ve mutfak tartımla hesaplayıp yapıyorum. Valla :))) Yağlı zeytin yapımının en kötü tarafı zeytinin bu mevsim civarında yapılıp taaa Haziran ayında açılması. Ama bana inanın bir kere yaptıktan sonra sonra başka zeytinleri yiyemeyeceksiniz.
Bu sene ben 12 kilo zeytinden yaptım. AAA unuttum, tarif Mete amcama aittir. Tarifin altına şöyle bir ibare eklemiş " Zeytinlerin İznik Bölgesi Sölöz olması tercih nedenidir. Teneke de Tensan marka olacaktır." Buradan selam olsun sana Mete Amca. Ellerinden öperim.
Bir de tabii ki en önemli ayrıntı , zeytinleri alır almaz yapmanızı , bekletmemenizi tavsiye ederim. Yumuşamış zeytin hiç bir şeye benzemez. Bir gece bekletmeniz gerekirse mutlaka soğuk yerde bekletin.
3.5 kilo zeytin yani 5 kiloluk teneke için tarif
Malzemeler
  • 150 gr tuz
  • 6 adet kesme şeker
  • 2 su bardağı sıvıyağ
  • 1 adet limon suyu veya 1 tatlı kaşığı limon tuzu
  • 1/2 çay bardağı sirke
Yapılışı:
  1. Öncelikle cam şişelerinizin daralarını almayı unutmayın
  2. Zeytinleri yıkayıp, şişelere tek tek doldurun.
  3. Doldurduğunuz şişeleri tartın ve elinize hesap makinanızı alın. :)) Yukarıdaki tarife göre oranlayıp malzemleri sırası ile koyun.
  4. Malzeme biraz fazla konulabilir ama sirkeyi kaçırmayın.
  5. Haziranda açmak üzere karanlık bir yere koyun. Arada bir ters yüz etmeyi unutmayın.

5 Kasım 2008

Güveç




Zamanla ilgili sorununuz yoksa , güveç çok pratik bir yemek. Her şeyi çiğden koy, pişir. Çok da lezzetli. Sadece pişirme süreci uzun. Ben yaklaşık 2 saat pişiriyorum. Dolayısıyla işten eve gelipte hemen yapılacak bir yemek değil. İlk gün yenildiğinde daha da lezzetli olduğu için genellikle hafta sonları yapıyorum. Çoğunlukla da cumartesileri , pazar günleri balık günü çünkü :))

Bir de elimin ayarı yok. Güveç tenceresine göre bir türlü yapamıyorum. Fazla oluyor. Bir tencere daha yapıyorum. (Borcam benzeri, fırın tenceresi) 2 tencere yemek. Misafir ağırlamak için ideal. :) Yanına da pilav . Oh rahat 8 kişi ağırlarsınız. 1 tencere için malzemenin yarısı yeterli olacaktır.

Malzemeler:
  • 750 gr. kuşbaşı kuzu eti
  • 1 büyük patates
  • 2 patlıcan
  • yarım paket mantar (şart değil) 
  • 5-6 diş sarımsak
  • 1 büyük soğan
  • 5-6 adet biber
  • 1 büyük kırmızı kapya biber
  • 2 adet büyük domates
  • Tencereleri sıvamak için tereyağ ve tuz
Yapılışı:
  1. Tencereleri tereyağ ile bir güzel sıvayın. 
    Kuşbaşı etleri tencerenin altına dizin. Etlerin sütüne yemeklik doğranmış soğanı ve ince ince kesilmiş sarımsağı koyun.
  2. Bir karıştırma kabında tamamen soyulmuş ve küp küp kesilmiş patlıcanı (ben acı tadını sevmediğimden dolayı patlıcanı komple soyuyorum.Tuzlu suda de bekletebilirsiniz. ) , domatesi, patatesi, ince ince dilimlenmiş mantarı ve doğranmış biberi , tuzu koyun ve tüm malzemeyi karıştırın. Tencerelere bölüştürün. 
  3. Tencerelerinin üstünü alüminyum folyo ile sıkıca kapatın ve 200 derecelik fırında yaklaşık 1 saat pişirin.

4 Kasım 2008

Patates Çalkalama


Çok pratik ve çok lezzetli bir tarif. Tabii ki benim gibi patates severlere.

Hemen yapıp ortaya koyuveriyorsunuz. Ondan sonra doyabildiğine ye bakalım.

Tarifi uzun uzadıya anlatmak isterdim ama maalesef anlatacak bir şey yok . 4 adet orta boy patates haşlanır. Soyulup küp küp doğrandıktan sonra üzerine sarımsaklı yoğurt dökülür. Bir de tereyağ ve kırmızı toz biberle üstüne yağ yapılır. Sofraya konur ve afiyetle yenir.

24 Ekim 2008

Antep Fıstıklı Kurabiye

Bu yaz pek çok kurabiye yaptım. İçine fındık, fıstık, damla çikolata ne koyduysam kurabiyenin adı o oldu. Komşularımla yaz akşamları bahçede oturup , yanına da da mis kokulu bir çay demleyip, o çay kokusu kurabiyenin kokusunu karışa karışa bir güzel yedik, içtik.
Çocuklar geldiler hep beraber kağıt oynadık (pişti, papaz kaçtı, eşşek ) , jenga oynadık. Avazımız çıktığı kadar bağırdık.
Kış geldi herkesler evlerine çekildi.
Bu kurabiyemiz antep fıstıklı kurabiye. Buyrun tarife

Malzemeler:

  • 250 gr . tereyağ ya da margarin
  • 1 bardak pudra şekeri
  • 1 paket vanilya ve kabartma tozu
  • 1 adet yumurta (sarısı içine , beyazı dışına)
  • 3 bardak un (isterse biraz daha)
  • yarım su bardağı çekilmiş antep fıstığı ve üstüne koymak için bütün antep fıstığı

Yapılışı:

  1. Yumurtanın beyazı ve bütün antep fıstıkları dışında tüm malzeme karıştırılır. Kulak memesi kıvamına gelene kadar un eklenir. (Evde pudra şekeri yoksa, toz şekerini rondodan geçirip pudra şekeri niyetine kullanabilirsiniz. Kurabiyelerinizin dağılmaması ve ele yapışmaması için mutlaka pudra şekeri kullanın)
  2. Yuvarlak hale getirilip yağlanmış tepsiye dizilir. Üstlerine yumurtanın beyazı sürülerek ve birer tane antep fıstığı batırılarak fırınlanır. 170 derecede 20-25 dakika yeterlidir. Afiyet olsun.

22 Ekim 2008

Havuçlu Meze Havuç Salatası



Yapılışı inanılmaz pratik ve yemesi de çok güzel. Ben her ızgara yaptığımızda hemencecik yapıveririm.

Biz Bursa'nın yüksek bir noktasında oturduğumuz için şehire göre daha çok kar tutuyor. Bizim evimizin orada dizlere kadar kar olduğunda; şehirde ancak 1 cm. kar oluyor. İnşallah böyle karlı bir günde size bahçenin fotolarını da gönderebilirim. Kartpostallara benziyor. Bir de yılbaşına doğru ağaçlarımızı ve balkonlarımız ışıklandırıyoruz. Çok hoş bir görüntü oluyor. Yaz derken yoksa kışımı özlemişim ne :))

Mezeye gelince 3 -4 tane büyük boy havucu rendeliyoruz. Zeytinyağında öldürüyoruz. Rengi falan tamamen değişecek. İçine tuzumuzu da katıp tatlandırıyoruz. Süzme yoğurttan (süzgece havlu kağıt koyup, normal yoğurdu da üstüne koyup bekletirseniz süzme yoğurt elde edebilirsiniz. ) sarımsaklı yoğurt yapıp havuçlarla karıştırıp, servis yapıyoruz.

20 Ekim 2008

Tavuklu Bamya Yemeği


Teyzemin kızı Elif daha 5-6 yaşında iken sokakta oynar, teyzem "Eliffff koş gel bamya yemeği yaptım" dediğinde oyunu falan bırakır eve bamya yemeğe koşardı. Bamya yemeği bizim evde de bu kadar sevilir. Hele tavuklu yapıldıysa. Bizim evde herkes bamya tavuklu yapıldığında daha bir hevesle yiyiyor.
Bu bamyalar dondurucudan değil. Ama ben dondurucuya da bamya koymayı tabii ki ihmal etmedim.
Püfff: Bamyayı önce yıkayın, sonra baş kısımlarını ayıklayın. Böylece bamyanın sümüklenmesini önlemiş olursunuz.

Malzemeler:
  • 1/2 kilo bamya
  • bir büyük soğan
  • 3 adet domates
  • 2-3 diş sarımsak
  • 1/2 kilo kemiksiz tavuğun but kısımından et
  • Yarım limon, tuz ve sıvı yağ
Yapılışı:
  1. Sıvı yağda sotelik doğradığınız tavuk etlerini suyunu verip tekrar çekinceye kadar çevirin.
  2. Yemeklik doğradığınız soğanı ve ince ince doğradığınız sarımsağı da atın ve yağda bayıltın.
  3. Küp küp doğradığınız domatesleri de atın. Dometeslerde bayılsınlar.
  4. Yaklaşık yarım litre su koyun. Su kaynayınca içine ayıkladığınız bamyaları atın ve limonu sıkın. Tuzunu unutmayın.
  5. Önce harlı ateşte sonra yavaş ateşte yaklaşık 30 dakika pişirin.

19 Ekim 2008

Uluslararası Arkadaşlık Ödülü

Sevgili Betül (Yemek kutusu) beni bu ödüle layık görmüş.
Ödül dünya çapında arkadaşlarınız olan bloggerlarını tanıtmak amaçlıymış. Ödül sürekli alıcı tarafından devrediliyormuş ve her alan kişi kendine gönderenden 1 fazla kişiye yollamalıymış.

Bence çok hoş bir ödül. İnsan kendini çok iyi hissediyor gerçekten. "Arkadaşlık ödülü" terimi bile güzel bence.
Ben de bu ödülü Zuzuların annesi ve Kitap Kurduna gönderiyorum.

14 Ekim 2008

Mantılı Çorba


Çalışan kadın olunca insan hep yemekte işin kolay yanını düşünüyor. Size yine malzemesi dondurucudan çıkan bir yemek. Benim donducumun nasıl olduğunu artık tahmin edebilirsiniz sanıyorum. Ben de buzdolabının derin dondurucusuka ve basa dolu. Ayrıca yine bir derin dondurucu var. Acaba bir buzdolabı daha alsam da neler doldursam diye düşünüyorum . YUH ARTIK :))) İnanın buzdolabının yanında derin dondurucu neler bulunduğunu yazan bir liste var. Dondurucudan aldıkça siliyorum. Koydukça yazıyorum. Çok karalanınca revize ediyorum.

Malzemelerde ki mantı ve nohut derin dondurucudan. Nohutu ayrıca nohutlu pilav yapımında da kullanıyorum. Nohutu haşlayıp derin dondurucuya koyuyorum. Gerekli oldukça kullanıyorum.

Malzemeler:

  • 1 avuç mantı
  • 1 avuç nohut
  • 3 kaşık dolusu yoğurt
  • 3 kaşık dolusu un
  • İsterseniz sarımsak (çok yakışıyor)
  • tuz ve 1.5 litre kadar su
  • İsterseniz üstüne yağ (ben misafir yoksa yapmıyorum)
Yapılışı
  1. Suyu tencereye koyuyorsunuz. Bir kapta yoğurt ve unu güzelce birbirine yediriyorsunuz. Pürüssüzleşmezse el blandırı sokabilirsiniz.
  2. Bu karışımı soğukken suyla karıştırıyorsunuz. Tencerenin altını yakıp , karıştırrark kaynamasını bekliyorsunuz. Su kaynayınca mantıları ve nohutları atıyouz. Tuzunu ve istersek sarımsağını koyuyoruz. Mantılar yumuşayana kadar kısık ateşte pişiriyoruz.

10 Ekim 2008

Milföy Hamurlu Patlıcanlı Börek- Porselen Demlik Çay Saati

Mımmm nefis bir börek. Patlıcanlı börek çirkin olur mu dediğinizi duyuyorum ve size sonuna kadar katılıyorum. Bunun içi közlenmiş patlıcandan yapıldı. Hani benim dondurucuda duran patlıcanlardan. Milföyde dondurucudan çıktı. Çok zor gibi görünen patlıcanlı börek olayı kolaya bağlandı. :))) Napayım işleri kolaylaştırmayı seviyorum.

Malzemeler:
  • 3 adet tophane patlıcanı
  • 2 adet orta boy havuç
  • 100 gr kadar beyaz peynir.
  • 1/4 demet maydanoz
  • 15 adet milföy hamuru
  • 1 yumurta sarısı
  • Süslemek çörek otu, susam veya haşhaş tohumu
Yapılışı:
  1. Patlıcanları fırında közlüyorsunuz. Közlenmiş patlıcanları ince ince kesiyorsunuz.
  2. Havuçları rendeleyip az zeytinyağında soteliyorsunuz. Patlıcanları, elinizle ufaladığınız peyniri, ince ince doğradığınız maydanozu da katıp bir iç malzemesi elde ediyorsunuz.
  3. Bunları yapmadan önce milföy hamurlarını buzluktan indirip açılmaları için yan yana diziyorsunuz.
  4. Milföy hamurlarını merdane ile büyütüyorsunuz. Geniş tarafına patlıcanlı harçtan koyup rulo yapıyorsunuz. Rulonun iki ucunu birleştirip simit gibi yapıp yağlanmış tepsiye diziyorsunuz.
  5. Üstüne yumurta sarısı sürüp , susam , çörek otu veya haşhaş tohumu serpip, 179 derecelik fırında yaklaşık 30 dakika pişiriyorsunuz.

8 Ekim 2008

Kavunlu Pasta - Porselen Demlik Çay Saati Etkinliği- İkisi Bir Arada "Çikolata ve Meyve"


Daha önce de komşum Hayal hanımın yaptığı pastalardan bahsetmiştim. Bu da onlardan biri. Tahmin edebileceğiniz gibi hepsi birbirinden şık ve lezzetli. Tavsiye ederim arkadaşlar. Ben de onun tavsiyesi ile bir pasta yaptım. Hem çok lezzetli hem de çok şık oldu. Onu da daha sonra yayınlarım.

Malzemeler:

  • 1.5 paket çukulata
  • 1 tepeleme çorba kasesi cornflakes
  • 400 gr sıvı krem şanti
  • 1 su bardağı toz şeker
  • 1 vanilya
  • 1/2 limon ve kabuğu
  • 2-3 kaşık dolusu yoğurt
  • 0.5 paket beyaz çukulata
  • Etrafı için kedi dili veya krem şanti de olabilir.
  • Üstü için dilimlenmiş kavun (veya istedğiniz meyve) ve 1/2 paket tart jölesi

Yapılışı:

  1. 1.5 paket çukulatayı eritin. Cornflakesleri elinizle kırın. Birbirine karıştırın. Tart kalıbına bastırarak yayın. Kremasını yapana kadar buzdolabında soğutun.
  2. 400 gr krem şantiyi çırpın. (3-4 dakika). Şekeri, yoğurdu, eritilmiş yarım paket çikolatayı, vanilyayı, limonu ve kabuğunu içine karıştırın. Tartın üzerine yayıp buzdolabında 1 saat dinlendirin.
  3. Meyveleri dilimleyip tartın üzerine dizin. Tart jölesinin üstündeki tarife göre jöleyi yapıp meyvelerin üstünü kaplayın.
  4. Dekoratif durması için etrafını kedi dilleri ile süsleyin. İsterseniz krem şanti de sürebilirsiniz. İsterseniz krem şanti sürdükten sonra kenarları file bademlede süsleyebilirsiniz. Afiyet şeker olsun. Yanaklar dolsun.

3 Ekim 2008

Kıymalı Hünkarbeğendi

Bir yerde Hünkarbeğendinin hikayesini dinlemiştim. Ne kadar doğru bilemem.

Osmanlı saray mutfağında çalışan bir fransız aşçı beşamel sos hazırlarken , bizim aşçılardan biride patlıcan herse yapıyormuş. Ya şunları bir karıştıralım demiş bizim aşçı. Közlenmiş patlıcanları beşamel sosun içine katmış. Tadına bakmışlar nefisss. Üstüne de tabii tas kebabını koyup hünkara sunmuşlar. Hünkar çok beğenmiş bu yemeği. Bu yemeğin adını da hünkar beğendi koymuşlar. Gerçekten hünkarın beğendiği kadar güzel olan bir yemek. Hazırlaması da pek kolay değil hani. Uğraş gerektiriyor. Gerçi ben kışın patlıcanları dondurucudan alıp kullandığım için daha kolay bir yemek haline geliyor. Dondurucu da herzaman közlenmiş patlıcan tutmanızı öneririm. Son derece kullanışlı:))


Malzemeler:

  • 2 adet közlenmiş tophane patlıcanı ( fırında közlenmiş)
Kıymalı harç için :
  • 1/2 kilo kıyma
  • 1 büyük soğan, 3-4 diş sarımsak
  • 2 büyük boy domates
  • 3-4 adet biber (ben artık 3 burun biberi kullanıyorum)
Beşamel sos için :
  • 2 kaşık dolusu un
  • 1 kaşık tereyağ ve 1 kaşık sıvı yağ
  • 1/2 litre süt
Yapılışı:
  1. Közlenmiş patlıcanları ince ince doğruyoruz. Hatta çatalla eziyoruz.
  2. 3 kaşık dolusu unu yağda kavuruyoruz. Yaklaşık 4-5 dakika. Biraz soğumaya bırakıyoruz. Un soğumazsa çok pütürlü kalıyor. Üstüne sütü yavaş yavaş ekleyerek pişiriyoruz. Ben pişirmeye başlamadan önce garanti olsun diye mutlaka el blandırını içine daldırırım. Muhallebi kıvamına gelecek. Çok cıvık olduysa un, çok koyu olduysa süt ilave edip tekrar pişirebilirsiniz. İçine patlıcanları katıyorum. Servis sonra yapılacaksa daha sonra tekrar ocağa alıp içine biraz süt katıp yumuşatabilirsiniz.
  3. Başka bir tarafta kıymayı en az 10 dakika kavuruyoruz. Kavurduğumuz kıymaya ince ince doğranmış soğan, sarımsak ve biber katıp kavurmaya devam edin. Soğanların ve biberlerin rengi dönünce kabukları soyulmuş ve minik küp küp doğranmış domatesleri katıyoruz. Domatesler yumuşayıp suyunu çekinceye kadar pişiriyoruz. (Yaklşaşık 10 dakika)
  4. Beşamel soslu patlıcan karışımının üstüne kıymalı harcımızı koyup servis yapıyoruz. Herkes tarafından bilindiği gibi bu yemeğin aslı kıymalı harçla değilde tas kebabı ile servis yapılmış halidir. Afiyet olsun.

30 Eylül 2008

İyi Bayramlar


Herkese sağlıklı ve mutlu bayramlar diliyorum. Kocaman sevinçler , kocaman mutluluklar sizlerle olsun. Eviniz gelen gidenle dolsun. Yanaklarınız da şeker ve tatlıyla dolsun.


Not: Goncamla tüm Bursa'yı gezip, gönlümüze göre bir akide şekeri bulamadığımız için size buradan akide şekeri sunmak istiyorum. Afiyet olsun.

27 Eylül 2008

MİM- EVDE NEFRET EDİLESİ DURUMLAR


Mim üstüne mim yazacağım ama yine mimlenmişim.Seviyoruz diyoruz da canım ohhh tarif yazma habire mim yaz. Blogun adını değiştirelim bari. :)))

Evde nefret edilesi durumlarım aslında çok yok diye düşünüyorum ama bakalım yazının sonunda ne çıkacak. Ben de merak ettim şimdi.

  • Üst kata çıkmışken alt katta veya alt kata inmişken üst katta bir şey unutmak
  • Mutfak kapısının tarafımdan açık unutulup, kedilerin yiyecekleri kapması
  • 4 tane balkonu temizlemek zorunda kalmak
  • Oğlumun kıyafet seçememesi ve beni çağırması. Benim seçtiğim kıyafetleri de giymeyip , tekrar kendi seçtiği kıyafetleri giymesi
  • Evin içinde atılacak veya verilecek o kadar şey olmasına karşın atamamak veya verememek
  • Evin içinde olmadık zamanlarda, olmadık canlı yaratıklarla karşılaşmak (merdivenden inen bir tırtıl veya parmağım uzunluğunda uçan bir böcek)

Düşün taşın başka bir şey bulamadım. Toza ve dağınıklığa karşı çok sorunum olmadığı için liste uzamadı. Ayrıca ütü yapmayı da çok severim . Özellikle dizimin olduğu saatlere denk getirip hem dizimi izler hem de ütümü yaparım. Yer silmeğe bayılırım ve zırt pırt silerim zaten. Eşim zaten benden titiz. Onun tarafı hep derli topludur. Ata'nın odasına zaten hiç karışmayız. EEEE ne kaldı ki geriye zaten.

Ben de kitapkurdu-Özlem'i mimlemek istiyorum. Kolay gelsin bakalım

Foto http://site.mynet.com/mehmethekim/mynet_resimlerim/-kedi-3.jpg 'den alınmıştır

26 Eylül 2008

Ebe- Sobe















Ben bu mim olayını seviyorum. Tabii kolay konular gelirse. Pınar (Annekedi ) beni mimlemiş. Buyrun benim sobem..



Adınız ?
Nilay

Nerelisiniz ?
Karacabey- Bursa'lıyım.
Yaşadığınız yer ?
Bursa

Mesleğiniz ?
Elektronik mühendisi

Hobileriniz ?
Son derece klasik olacak ama kitap okumak (valla) , yüzmek (bu da klasik), sudoku çözmek, sürekli internetten aklına takılanı araştırmak, yürümek (yazın yeşile yayılıp, kışın evde bantta) , gezmek (her yeri ve her zaman), bahçedemde bir yandan müzik dinliyerek bir yandan da çay içmek,

Evli misiniz ?
15 yıldır

Kaç çocuğunuz var ?
1 adet 12 yaşında ve adı da Artun Ata

En sevdiğiniz yemek ?
Salata, meze ve tatlılar. Kurabiye, pasta ve börekler
En sevdiğiniz tatlı ?
Beyaz kremalı pastalar, dondurma

Sevdiğiniz müzik türü ?
Biraz değişken olmasına rağmen her zaman bunları zevkle dinlerim :
soft rock, country , jazz, türkülerimiz (bizim country)

Nerelere gitmek istersiniz ?
Benim gibi gezençi birine en son sorulacak soru bu. Nerelere gitmek istemem ki.
Türkiye'de Antakya (mozaik müzesi ), Van gölü ve Mardin'e gitmek istiyorum
Motosikletle, eşimle babamın soyunun geldiği Selanik'e gitmek istiyorum
Bir de en çok Safari'ye çıkmak istiyorum.

Ben de kardeşimi ; Mutlukum Tanelerini mimlemek istiyorum.

not: Antakya mozaik müzesi resmi Hasseyehat.com sitesinden
Mardin resmi de neredennereye.com sitesinden alınmıştır.

23 Eylül 2008

Sarımsaklı Yogurtlu Semizotu Salatası ve Semizotu salatası

Semizotunun yemeğinden hiç hoşlanmam. Oğluşumla , babamız sevdiği için yaparım ama kendim hiç yiyemem. İster bulgurlu , ister pirinçli , isterse etli olsun yiyemiyorum işte. AAAA dediğinizi duyuyorum hiç öyle şey olur mu diye ama ne yapayım.

Düşünüyorumda semizotu yemeği dışında yemediğim hiç bir yemek yok herhalde. Ben sakatatları bile bayıla bayıla yerim. Dalak dahil.:))

Ama salatasına gelince işler değişiyor. Semizotu salatasını hiç itiraz etmeden yiyiyorum. Buyyrrrunn size iki çeşit semizotu salatası . Ben salatanın içine katılmış gibi olanı daha çok seviyorum.

Mümkünse aşı olmayan, doğal semizotlarını almaya çalışın.Çok daha lezzetli ve söylemeye gerek var mı ama DOĞAL.


Sarımsaklı Yoğurtlu Semizotu Salatası

Semizotlarının çok kalın taraflarını koparıp atıp bol suda yıkıyorsunuz. Ben birazda sirkeli , tuzlu suda bekletiyorum.Sonra semizotlarını salata kurutucuya koyup , kurutuyorum. Bu arada salata kurutucudan son derece memnunum. Tavsiye ederim. Ben de evdöşenin sitesinde görünen mor renkli olandan var. 15 ytl'ye pazardan almıştım. Marulları, ıspanakları, derin dondurucuya konacak tüm şeyleri bunda kurutup öyle saklıyorum veya kullanıyorum.



Daha sonra semizotlarını bir kaba alıyoruz, üstüne de sarımsaklı yoğurt yapıp karıştırıp servis yapıyoruz. Az zeytinyağıda güzel gider. İstenirse içine haşlanmış ve küp küp doğranmış patateste konabilir.




Semiz Otu Salatası -2

Normal Salata yapar gibi yapıyorum. Marul yerine semizotu kullanıyorum. Kırmızı lahanayı ince ince kesip , tuzla ovuyorum. Yıkadıktan sonra eğer zamanım varsa bazen sirkede bir süre bekletip sonra süzüp salataya öyle koyuyorum. İstenirse taze soğan konabilir. Kuru soğan yakışmayacaktır. Domates ve salatalık doğruyorum. Küçük bir şişede limon, zeytinyağı ve tuzu koyup iyice çalkalayıp salatanın üstüne döküyorum. Son derece lezzetli bir salata oluyor.

17 Eylül 2008

Uludağ'a Teleferik'le Çıkmak


Eşim kaç zamandır "bu kadar senedir Bursa'dayız, teleferikle Uludağ'a bir çıkmadık" diye söylenip duyuyordu. Ben hıııı ,tabi tabi şeklinde geçiştiriyordum. Ben biraz Tırsık Can' ımdır. Bir yandan korkuyorum bir yandan da merak ediyorum. Neyse bu böyle bir zaman gitti. Bu sefer oğluşa yanaştı babamız. Ama baktı Ata'dan da fayda yok. Bir yandan da diyorum acaba bu sefer yalnız gitse. Bir yandan diyorum bu fırsatı kaçırma. Neyse ben de "tamam dedim ya. Ben teleferikte ayağa kalkmam , camlardan bakmam, beraber gidelim." Zaten biz karı koca yapışık ikizlerizdir, senelerdir beraber gezeriz.













Neyse sabah 10 gibi arabayla Teleferik mahallesi, Teferrüç' e gittik. Her 40 dakikada bir yukarı teleferik çıkıyormuş. Biz gittiğimizde 10 dakikası kalmıştı. Hemen koşarak bindik. Ben oturdum ve hafif yükselerek bir kaç kez dümdüz karşılara baktım. O zoraki bakışlarda bile manzara nefisti. Teleferiğe 2 kişi bindik. Hakan ve ben. Teleferik hareket ettikten sonra bir de yanımızda Yusuf belirdi.











10 dakika içinde Kadıyayla'ya geldik. Burada teleferikten inip, 10 dakika bekleyip diğer teleferikle Sarıalan'a çıkıyorsunuz. Kadıyayla'da ben kayda değer bir şey göremedim.












Yaklaşık bir 10 dakika da Sarıalan yolu tutuyor. Yani bekleme ile beraber Sarıalan'a 30 dakikada varıyorsunuz. Kadıyayla- Sarıalan etabı daha kolay sanki. Yalnız burada da kaynana çukuru diye bir yer var. Bu çukurun yüksekliği 160 m. imiş. Kaynanasını getirenler burada bırakıyorlar.























Sarıalan'a gelince gözlerime inanamadım. Parke taş döşenmiş yollar. Arada masalar. Orman, cami bile var. Yazın kalmak için odalar (gerçi pek bakımsız geldi.) , lokantalar. Bir tanesinde otelde varmış gibi geldi bana ve bu yer daha iyi göründü gözüme. Bilmem bence kalıncaksa oteller bölgesine çıkmak daha mantıklı. Büfeler var. Ekmek içi köfte , sucuk , gözleme satıyorlar. Fiyatları sizler için sorduğumda; köfte ve sucuk 7 ytl, gözlemeye 4 ytl dedi. Çayda 2 ytl. Biz yanımıza sandviç yapıp almıştık , kolayla beraber yedik.














Ben bir ara ormanın içine doğru fazla yürümüşüm, köpekler havlamaya başladı. Tırsık Can öyle bir koştum ki, eminim 100 m. rekoru tarafımdan kırılmıştır. Bu dakikadan itibaren yanımıza bir kişi daha eklendi. Hakan, ben , Yusuf ve Yusuf gezmeye başladık. Neyse ben çok belli etmemeye çalıştım. Eimde 3 adet taşla gezdim :))













Sarıalan'da da her yerde olduğu gibi bir Bakacak denilen mevki var. Ben Türkiye'de gördüğüm tüm Bakacak mevkileri çok beğendim. Bu tür yerlerin adını da kim koyduysa süper koymuş. BAKACAK. Bu Bakacak' ta beni yanıltmadı. Nefisss bir Bursa manzarası. Sadece Bursa'da değil. Gemlik körfezi, Mudanya, Uluabat gölüne kadar her yer görünüyor. Orada , sessizlikte uzun süre Bursa'yı seyrettik.












İnsanlar için hazırlanıp , temizlenmiş ve hatta çeşitli yerlerine spor aletleri konmuş ormanda (Adı da Genç Yaşayın Parkuru) ve biz gittiğimizde kurumuş dere yatağında gezindik. Piknik masasına oturup , sandviçlerimizi yedik. Allah'ın bir çok muhteşem yetisinin yanında kaya bahçelerinde göstermiş olduğu peyzaj mimarlığı harikasına tekrar tekrar baktık.














Güneşte tişörtle gezdik. Ormanın içinde üşüdük. Ben hatta hırkayla gezdim bir süre. Bursa'dan rahat 6-7 derece fark vardı.

Sarıalan'dan Uludağ'a 2.5 ytl'ye minibüsler kalkıyor. 7 dakikada Uludağ' a varıyor. Toplam Bursa Uludağ arası teleferikle 40 dakika sürüyor. Kışın minibüslerle veya özel arabanızla Uludağ'a bu kadar sürede varmanız mümkün değil. Teleferikle Uludağ çıkmak için nette araştırma yaparken Teleferiğe kayaklarla binmenin yasak olduğunu okumuştum. Ama teleferik içinde sorduğum görevli böyle bir şey olmadığını söyledi. Tabii bu yarım yamalak bilgiyle elimizde kayaklarla teleferikte kalmakta var ama denemeye değer.












Çok harika bir gündü. Bol bol foto çektik. Hakan Japon tarafını gösterdi tekrar. Hiyaa hong cong diye geze geze bol bol foto çekti. En kısa zamanda bizim tayfayla beraber gelmek istiyoruz tekrar.










Dönüşte ne mi oldu ? AAA bir baktım elimdeki taşlar yok olmuş. Ne zaman bıraktım ben onları ? Sonra sadece Hakan'la ben kalmışız. Yusuf Yusuf ayrılmış yanımızdan. Teleferikte de bakına bakına Bursa'ya indim. Keşke gelişte de öyle yapsaymışım. Boşuna korkmuşum ve o eşsiz manzarayı kaçırmışım. Neyse nasıl olsa en kısa zamanda tekrar çıkacağım.