Pages

5 Aralık 2012

Sufle



Üç şehir, üç mutfak, üç insan ve yaratmaya çalıştıkları tek lezzet üzerine kurgulanmış bir kitap. Hayatı anlatmış ama daha çok hayatın acı tarafından bakmış. Halbuki Sufle tatlıdır bence


Lillia, Ferda ve Marc da farklı şehirlerde suflelerini yapmayı deniyorlar. Suflelerini yirmidört buçuğuncu dakikaya kadar pişiriyorlar ve çöküşe dayanma sürelerini ölçüyorlar.

Aynı zamanda yemek bloggarı olunca bu kitabı okumak şart oldu tabii. Severek okudum ama kitabın kapağını kapattığımda içimde acı vardı

Lillia Newyork'ta iletişim kuramadağı eşiyle bir hayat sürmektedir. İstanbul'lu Ferdanın hayatı annesinin kalça kemiğinin kırılması ve sonrasında iyileşmek istememesi nedeniyle zor bir döneme girmiştir. Paris'li Marc ise eşini aniden kaybetmiştir ve hayat eşinden ibarettir. Sanki onunda hayatı sona ermiştir. Hepsinin acılarını unuttukları yer mutfakları olacaktır ve Sufle yapmayı istedikleri tek şey haline gelecektir.

Herkese lezzetli okumalar :)

Arka Kapak

'Dünyanın merkezi bilim adamlarının dediği gibi dev bir demir küre değil, her evin mutfağı.'

'Lilia, suflesinin ortası her çöktüğünde kendi yaşamını görüyordu sanki. Kendi yaşamında da ne kadar çabalarsa çabalasın bir anda ruhunun ortası çöküveriyor, hayat etrafına yıkılıveriyordu. İniş çıkışları efsanevi sufleden farklı değildi. Ne zaman fazladan sevinecek olsa bir anda bir mutsuzluk gelip kapısını çalıveriyordu.'

Karısı Clara'nın yasından arınmak için yemek yapmayı öğrenen Marc...

Yatalak olmak için elinden geleni ardına koymayan annesinden tek kaçışı mutfakta bulan Ferda...

Ve evinde kalan pansiyonerlere yemek yaparak geçmişin hayal kırıklıklarından kurtulmaya çalışan Lilia...

4 Aralık 2012

Mamografiden Korkutanların Vebali Boynuna

 
 
Mart ayında 43 yaşında olacağım. Kadın doğum doktorumun önerisine rağmen ( her sene smear mutlaka yaptırırım) bu yaşa kadar mamogrofi yaptırmaktan hep çekindim. Yok çok acıtıyormuş, yok mamogrofi çektirirsen meme kanserine yakalanma riskin artıyormuş diye.

En sonunda mamografi yaptırmak zorunda kaldım. Tabii önce doktorumun beni ikna etmesi gerekti. Doktorum sağolsun bir güzel anlattı. Meme kanseri görülme sıklığı  Türkiye'de şu anda %12 imiş. Buna rağmen meme kanserinden ölüm toplumun bilinçlenmesi ve bu konunun çok üstünde durulması nedeniyle %30' a kadar azalmış. Mamografide aldığın ışın uçakta 45 dakika boyunca uçmayla eş değermiş. Mamografiden aldığın ışın ile kanser olma riskin yıldırım çarpmasıyla ölme riskin kadarmış. Yani milyonda bir. Ama mamografi ile erken teşhis sayesinde meme kanserinden kurtulma şansın ise %90 ile %99 arasında imiş.

Neyse ikna oldum mamografinin yolunu tuttum. Sıramı beklerken sürekli "Allahım umarım anlattıkları kadar acımaz" diye dua ediyorum. Sıram geldi ve mamografimi çektirdim. Çıktığımda bu muymuş dedim ya. Değermiymiş insanları acıyor diye korkutmaya.  Ve arkadaşlar inanın kesinlikle anlattıkları gibi değilmiş. Boşu boşuna korkmuşum bunca zaman.

Sonuç

Biz kadınları mamografi çektirmekten korkutan herkese vebali boynunuza diyorum. Kendimden utanıyorum. Biz okumuş kadınlar böyle yaparsak diğerleri ne yapsın. Her sene mamografimi ve 6 ayda birde ultrasonumu çektirmeyi ihmal etmeyeceğime kendi kendime söz veriyorum. Bu yazıyı da yazmayı topluma borç bildiğim için yazıyorum.

2 Aralık 2012

Tandır Çorbası



Etli çorbaları çok seviyorum. Bu da onlardan bir tanesi. Düğün çorbasının bir benzeri. Deneyin seveceksiniz.

Bunlarda diğer etli çorbalar. Belki bakmak istersiniz.

http://durutarifler.blogspot.com/2008/04/dn-orbas.html
http://durutarifler.blogspot.com/2009/08/tavuk-suyuna-corba.html
http://durutarifler.blogspot.com/2011/05/sahte-iskembe-corbas-yada-sarmsakl.html

Bir de her yılbaşın lazım işkembe çorbası.
http://durutarifler.blogspot.com/2010/12/iskembe-corbas.html

Malzemeler :

  1. 250 kadar kuzu veya dana eti ( ben kuzu kullandım)
  2. 2 çorba kaşığı dolusu un
  3. 2 çorba kaşığı tereyağı
  4. et suyu
  5. tuz, tane karabiber
Yapılışı:
  1. Çorba için ilk olarak eti düdüklüde haşlayın.. Haşladığınız eti didikleyerek parçalayın. 
  2. Didiklediğiniz etleri altına yağlı kağıt serdiğiniz bir fırın tepsisine alaak 180 derecede 10-15 dakika kadar pişirin. 
  3. Çornayı yapacağınız tencerede tereyağı eritin. İçine un ilave edilerek rengi hafif dönene kadar kavurun. Üzerine et suyunu yavaş yavaş eklenerek kaynatılır. (Ben içine el blandırı sokuyorum. Pürüzsüz oluyor. ) Fırında azıcık pişirilen etler, tuz, karabiberde ilave edilerek pişirilir. Üstüne kırmızı toz biberle yağ yakarak servis edebilirsiniz.