Pages

3 Ekim 2009

Misi Köyü Yerel Lezzetler Şenliği


Eşimle haftasonları evden Misi köye yürümeye bayılıyoruz. Bize mini bir doğa yürüyüşü oluyor, sonra derenin kıyısında ördeklere baka baka çayımızı yudumlayıp tavlamızı atıyoruz.

Geçen hafta sonu yine Misi'ye yürüdüğümüzde aman bir kalabalık bir kalabalık. Meğer Misi köyü Yerel Lezzetler Şenliği varmış. Havada böyle bir şenliğe son derece iyi bir havaydı. Köy halkı da kendi yaptığı yada bağından bahçesinden topladığı ürünler için tezgah açmıştı. Ben de kuşburnu pekmezi ve ceviz aldım.

Ertesi hafta kendimde kuşburnu marmelatı yapmak için aman bir heveslendim bir heveslendim. Hakan'la beraber kuşburnu toplamaya tekrar Misi köyü yoluna çıktık. Elimizde eldivenler, budama makası falan. Sonra bir baktık ki , yarım saatte en fazla 200-300 gr. kuşburnu toplamışız. Elimizin her yeride çizilmiş. Daha gidip bir de marmelat için bir sürü uğraşacağız. Nette kuşburnu için yaptığım araştırmaya göre ince çorap içinden en az 6-7 kez süzmem gerekliymiş benim kuşburnuları. Aman dedim bu iş seni aşar. Kafkas'ın kuşburnu marmelatına talim. Ayrıca kaç para derlerse Valla helal. Siz siz olun kuşburnu marmelatı veya pekmezi için kimseyle pazarlık yapmayın.





Misi köyü yolunun manzaraları. İsviçre bence halt etmiş.


Şenlikten insan manzaraları.


Bu tür etkinliklerin simgesi olan "GDO' ya hayır" kampanyası.


Ekmekler;



Bunlarda tezgah açmış çocuklar. Oyuncaklarını satıyorlar :))



Bursa'nın mizah simgesi , Karagöz ve Hacivat



Şenlikten görüntüler


Geri dönüş yolunda, elimizde cevizler ve kuşburnu pekmezi

1 Ekim 2009

Vişneli Tart



Daha önce çilekle denediğim tarifi bu sefer vişne likörü yapmak için kullandığım vişnelerle yaptım. Vişneler için bir işlem yapmama gerek kalmadı. Zaten şekerin içinde bir güzel tatlandırılmıştı. Siz taze vişne kullanacaksanız biraz şekerle kaynatabilrsiniz. Hem suyunu da vişne suyu olarak değerlendirirsiniz.

Üstteki resimdekilerde tart hamurunu cup cake kalıplarına bastırıp , kenarlarını da yükselterek yaptım. Alttakini normal tart kalıbına koyarak yaptım. Çilekli kekle arasındaki tek fark , çilek yerine vişne kullanmış olmam. Tarifi işte burada  http://durutarifler.blogspot.com/2009/04/cilekli-tart.html

29 Eylül 2009

Dilim Gülümsüyo!



Kitap Hülya Ekşigil'in yemek yazıları. Kitabın Adı da dört yaşındaki bir çocuğun çikolatalı dondurma yedikten sonra yaptığı yorumdan geliyor. Kitabı çok beğendim ve çok büyük zevkle okudum. Sanki iki ayrı şevk aldığım şeyi yani kitap okumak ve mutfakta bir şeyler denemeyi sanki bir arada yaşadım. Kitabı okuyup bitirdikten sonra, tekrar bu sefer çizerek okudum. Sonra kitaptan aldığım tüyolardan birini denedim bile.



Kitabı anlatımı çok güzel. Yazar Türkçe'yi çok güzel kullanılmış. Arada espriler yapmış. Tom Cruise'ın sevgili seçimi kısmında yerlere yattım. Sizi hiç sıkmadan yiyeceklerin dünyasına sokuveriyor. Gerçi ben gönülden razıydım zaten o dünyada kaybolmaya :)))


Kitaptan neler aldım, biraz sıralayayım. Ama merak edin ve siz e okuyun diye açıklama yapmayacağım.


  • Ekşi Krema nasıl yapılır öğrendim.


  • Güllaç'ımın sütünü kitaptan öğrendiğim şekilde yaptım. Gelen, yiyen bayıldı. Çok lezzetli oldu.


  • Çiçekli kaseyi en kısa zamanda deneyeceğim. Süper bir fikir.


  • Kavunlu, votkalılı içkiyi de denemek istiyorum. Seneye yaza serin serin daha güzel olur.


  • Sebze suyu için verilen tüyoyu da mutlaka deneyeceğim.


  • Frik bulguru daha öncede ilgimi çekmişti ama şimdi mutlaka deneyeceğim hem de Gülşen Çağdaş'ın pişirdiği şekilde

Daha neler var neler, bunlar sadece aklımda kalanlar. Hele yazarın başka bir yazardan aldığı "Kavunlar arkadaşlar gibidir, 50 tanesini denemeden iyisini bulamazsın!" alıntısına katılmadan edemedim. Ben okuyun derim. Helede mutfakta birşeyler yapmayı sevenler.


Kitabı arkasındaki yazı ise sizi kitaba çekmekte bire bir.
'Unutma bizi' dolmasının nerelerde yapıldığını...
Yenirken çıkardığı sesle G. B. Shaw'u dehşete düşüren sebzeyi...
Hangi bitkiyi geçmişte yalnızca din adamalarının toplayabildiğini...
Berberi kadınların hangi meyveyle fal baktığını...
Kahveye 'Müslümanların şarabı' dendiğini...
Bademle mandolinin arasındaki bağlantıyı...
Avusturalyalıların kendilerine ne zaman 'ceset ziyafeti' çektiğini...
Hangi balığın buzdolabından dışarı sıçrayabildiğini...
Sofraya leziz bir yemek getirmenin değişmez 'püf noktasını'...
Biliyor musunuz? Bilmemek değil, öğrenmemek ayıp.