Pages

15 Ağustos 2008

KAHVE'NİN 40 YILLIK HATIRI


Karşılıklı bir kahve içmek iki insan arasında paylaşımdır. Bence çok önemlidir. Hele o kahveyi özenle hazırlar ve sunarsanız , karşınızdaki insana verdiğiniz değeri bir kat daha arttırırsınız. Gözlerindeki o teşekkürü görmek sizi çok mutlu eder.

Arkadaşım Fatoş beni kahveye çağırmıştı. Bir gittim ki , kahve öyle hazırlanmış geldi ki gözlerime inanamadım. Çok mutlu oldum ve kendimi değer verilmiş hissettim. Bu görüntüyü de sizlerle paylaşmak istedim. Kahve fincanın altında el emeği küçük bir dantel. Yanında likör bardağında, içinde buz bulunan buz gibi bir su, tabii ki lokum ve yanında bahçesinden yeni kesilmiş oya çiçeği ve pembe gül. Masa örtüsünün ayrıntısını da atlamamak lazım tabii ki. Sizler bu görüntü karşısında ne hissederdiniz ?

Bir de sizlerle Üstün Dökmen'in son kitabı olan Hayata Yerleşmek (Küçük Şeyler 3) de geçen kahve teklif etme şekliniz ile ilgili bir bölümü paylaşmak istiyorum. Kahve ikram ederken nasıl sorarsınız ?

Bir kahve almaz mıydınız?
Kahve alır mısınız?
Kahvenizi nasıl alırsınız?”

Bu üç cümle arasında fark nedir ?
İlk cümlede soğuk bir hava var; en azından satır arasında esinti var. ikinci cümle soğuk da değil sıcak da değil, nötr. Üçüncü cümlede ise, bana göre bir sıcaklık var. Üçüncü cümlede ‘Size kahve yapmaya niyetliyim, sadece şekerli mi şekersiz mi sevdiğinizi öğrenmek istiyorum’ deniyor.

Siz kahvenizi nasıl alırsınız ? Blogumda birlikte bol bol şekerli kahveler içmek dileği ile ; Sevgilerle

11 Ağustos 2008

Erik Suyu veya Kompostosu


Artık hemen hemen hiç hazır meyve suyu almamaya çalışıyorum. Erik suyu, vişne suyu , kuru kayısı vb.. gibi çeşitli sular hazırlıyorum. Hatta yaptığım reçellerin suyunu sulandırıp evdekilere de onları içiriyorum. Böylesinin daha sağlıklı olduğunu düşünüyorum. Yaz günü de meyve susuz yapılmıyor ki. Yapması da öyle kolay ki. Hazır meyve sularına ne gerek var.

Bir büyük tencereye 2.5 litre su koyuyorsunuz. İçine 1.5 bardak şeker ve 15-20 adet bütün erik koyuyoruz. Tencerede meyveleri kaynatıyoruz. Yaklaşık yarım saat sonra erikler iyice yumuşuyor. Rengi suya çıkıyor. Altını kapatıp ılınmasını bekliyoruz. Yaklaşık 2 litre kadar meyve suyu çıkıyor. Tane erikleri süzüp, 2 adet 1 litrelik cam şişeye dolduruyorum. Buzdolabında soğuttuktan sonra servis yapıyorum. Eğer tatlı gelirse üsüne soğuk su ekleyebilirsiniz. Tane erikleri ne mi yapıyorum ? Yoğurda katıp meyveli yoğurt yapıp yiyiyorum:)))

Erikli Tart



Arkadaşım Aysun'un bahçesinden kocaman bir sepet erik gelmişti. Ben de onu birer kiloluk poşetlere ayırdım. Kardeşim ve kayınvalidem de dahil tam 11 komşuma dağıttım. Daha da bana baya kalmıştı. Öyle hoşuma gitti ki. Paylaşmak gibisi var mı ! Arkadaşımızın bahçesinden geldi , paylaşmak istedik demek bile bir zevkti.




Bana kalanlarla ne mi yaptım. Önce afiyetle yedik tabii ki. Sonra erik suyu yaptım. Erikli tart yaptım. Erik marmeladı yaptım. Sonra hepsini afiyetle yedik. Size de görüntüleri kaldı.



Malzemeler:

  • 3 bardak un (az gelirse biraz daha ekleyebilirsiniz)
  • 125 gr. margarin
  • 1 su bardağı toz şeker (çok şekerli sevmezseniz yarım bardak şeker)
  • 1 yumurta
  • kabartma tozu ve vanilya
  • 10-12 adet erik

Yapılışı:

  1. Erik hariç tüm malzemeyi karıştırıp kulak memesi kıvamından biraz daha sert bir hamur elde edin. Tart kalıbına -ki benim tart kalıbım yok- veya yuvarlak borcamı yağlayıp hamuru içine yerleştirin. Tepsinin kenarlarına gelen hamurları elinizle biraz yükseltin.
  2. Erikleri ortadan ikiye bölüp , kabuklarını da soymadan ; hamurun üstüne yerleştirin. Hatta biraz hamurun içine doğru ittirin. 170 derecelik fırında yaklaşık 40 dakika pişirin.
  3. Fırından çıkıp soğuduktan sonra , pudra şekeri döküp servis yapın. Sıcak sıcak pudra şekeri dökerseniz pudra şekerleri erir.